Benim gençlik yıllarımda renkli simalar vardı. Kasaba halkı bunlarla konuşur, bunlarla derdini atardı. Bu iyi nisanlardan biri de Kekeme Bekir’di. Bekir usta terzilik yapardı. Köylüler ceketlerini ve pantolonlarını Bekir Ustaya diktirirlerdi. Usta bu işten iyi anlardı. Yine kasabada ağaç ve toprak malzemeyle ev yapan bir usta daha vardı. Bunlar baba oğul çalışırlardı. 1950 yılında bizim evimizi de bu ustalar yapmışlardı. Evin kapıları ve tahta dolapları bugün yapılmış gibi sapa sağlam durmaktadır.
Cemil Usta İlkokulu bitirmişti; fakat bir lise talebesi kadar bilgisi vardı. Kore savaşları (1950) yeni başlamıştı; bana Türk ordusunun Kunuri cephesindeki kahramanlıklarını anlatırdı.
Baba oğul sigara içerlerdi. Tek alışkanlıkları sigaralarıydı. Babası Semih Usta yorgunluğunu gidermek için her akşam Peri’nin Lokantasına giderdi. Evde rakı içmezdi . Eğer içecekse lokantada içerdi. Cemil Usta içki içmezdi. İçkiden nefret ederdi. Yıllarca babasına inat içki içmedi. Fakat bir gün duyduk ki Cemil Usta da babasına kızıp içkiye başlamış. .
Kasabanın ileri gelenleri Cemil Efendinin içki içmesine kızıyordu. Fakat nasihat da fayda vermiyordu. Eşte günlerde bir sarhoş öldü. Cenazesi günlerce içeride kaldı. Kekeme Bekir için bulunmaz bir fırsat doğdu. Nasihat etmek için Cemil Usta’nın evine geldi. Cemil akşamdan sızıp kalmıştı. İhtiyar annesi onu yatağında döndüremiyordu; yatak değiştirmek için komşuları çağırıyordu.
Cemil biraz kendine gelince hayretle Kekeme Bekir’in yüzüne baktı…Kekeme Bekir sabah sabah niye gelmişti? O, zihin bulanıklığı içinde iken Kekeme Bekir konuşmaya başladı: “Oğlum Cemil…Şu haline bak, leş gibi kokuyorsun…Yatağın, yorganın kirler içinde…Kendine acımıyorsan o yaşlı annene de acımıyor musun? Eğer ölürsen senin ölümün bizim iki saatimizi alır. Yani çarşıdaki dükkanımız iki saat kapalı kalır. Cenaze namazı, Yasin-i şerif derken herkes çıkıp evlerine gelir…Bu çok güzel ve hakkında hayırlı…Yok öyle değil de yatalak olup kalırsan sana kim bakacak?
Cemil bu soruya cevap veremedi…. Aradan birkaç yıl geçti Cemil Usta düzeldi. İçkiyi ve sigarayı bıraktı. Kasabalı bu hadiseyi unutmuşken selalar verilmeye başladı. Kekeme Bekir sizlere ömür. Cemil Usta’nın değil de Kekeme Bekir’in selası verilmişti….
(Sivas 23 Ocak 2012)