Ortaokullardan birinde Türkçe dersine giriyorum. Kalabalık bir sınıf; fakat çok terbiyeli…Necatı adlı bir öğrencim var. Koltuk değnekleri ile yürüdüğü için derslere hep geç kalıyor. Necati’yi koltuk değneklerinden kurtarmak istedim. Öğrencilere “Bugün tahtayı Necati” silecek dedim. Sınıfta bir sessizlik…Şaşkınlıkları geçtikten sonra itiraz etmeye başladılar:
“Olur mu Hocam. Necati koltuk değnekleri ile ayakta duruyor. Koskoca sınıfta bula bula Necati’yi mi buldun…Olmaz Hocam, tahtayı biz sileriz…”
Ben Necati’nın tahtayı silmesinde ısrarlı idim. Necati tahtanın başına geldi. Tek ayağı ile tutunmaya çalıştı. Biraz sildi, sonra yoruldu…. Aslında benim yaptığım işkenceden farklı bir şey değildi.
Bu işkenceye son vermek için: Necati artık yerine oturabilirsin, dedim. Çocuk sinirli sinirli yerine oturdu, kendisini sınıfta aşağılanmış biri olarak gördü…Ders bittikten sonra öğrenciler başıma toplandılar. “Hocam, Necati topal bir öğrenci, tahtaya kaldırılacak başka birini bulamadın mı ? Her zaman olduğu gibi biz gene sınıfın tahtasını sileriz..
Ertesi hafta Necati’yi yine tahtaya kaldırdım.
Koltuk değneğini tahtaya dayamasını istedim. Düşerim diye korktu. Ben rahat ol,silersin, dedim…Kan ter içinde sildi, tahtadan indi. İnerken koltuk değneklerini istedi; vermedim. Mecbur kaldığı için hafif aksayarak sırasına kadar gitti. Oflaya poflaya yerine oturdu.
Öğrencilere: Sevgili çocuklar, Necati kardeşinizi alkışlayınız, dedim. Sınıftakiler Necati’yi yürekten alkışladılar. Ben de alkışlayıp yanaklarından öptüm. O günden sonra Necati koltuk değnekleri ile yürümeyi bıraktı. Biraz aksayarak yürüdü ama kendine güven geldi..
Ben bu hadiseyi unutmuştum. İmam Hatip’ten ayrılalı yirmi yıl olmuştu. Üniversitedeki odamda otururken kapı çaldı içeriye hafifçe aksayan bir genç geldi. Gayri ihtiyari: Necati sen misin dedim. Evet hocam, dedi ve elimi öptü. Çok duygulandım. İktisat Fakültesi’ni bitirmiş, öğretim görevlisi olarak Üniversite’ye girmiş. Benim Üniversite’de olduğumu duyunca, ziyaretime gelmiş.
Bana kızdın mı? dedim. Hayır hocam dedi, ilk haftalar aksayarak okula gelmem beni incitiyordu ama zamanla değneksiz yürümeye alıştım. Kendime güven geldi üniversiteyi de bitirdim. Allah sizden razı olsun dedi.
Zaman zaman Necati’yi koşu yolunda eşofmanlarını giymiş yürüyüş yaparken görüyorum, selamlaşıyoruz ; hal hatır sonuyoruz.