Çiçekler, çiçekler…

Altınova durağında Halk otobüsünü bekliyorum.  Okulların kapanmasına birkaç hafta var. Kasabaya gelenler genellikle emekli memurlar; Belediye de müşteri olmadığı için bir saat arayla otobüs gönderiyor.  Büyükçe bir taşın üzerinde oturdum. Hem dinleniyorum, hem de halk otobüsünü bekliyorum. Oturduğum taşın altında toplu iğne başı büyüklüğünde mor mor çiçekler açmış. Ben çiçeğe bakarken otobüs gelip geçmiş.  Bu çiçeğin birkaç günlük, belki de birkaç saatlik ömrü var. Bunu yaratan  niçin bu kadar özenmiş?

Çevremize bakmıyoruz, güzellikleri görmüyoruz. Koyun , kuzu, inek, davar yayılırken  otların en körpesini seçer. Otların içindeki güzelliklerin, türlü türlü çiçeklerin farkında değildir. Benim imrenerek baktığım şeyler   onlar için  taze bir ottan öteye gitmez. Parklarda , bahçelerde, yetiştirilen  çiçekleri koparıp atanlara ne demeli. Onların diğerlerinden  farkı ne? Biri iki ayaklı diğeri dört….

İnsafsızlık etmeyeyim. Toprak  saksılar,  konserve kutuları, zeytinyağı tenekeleri içinde rengarenk çiçekler yetiştiren eli öpülesi kadınlar da var. Onlara imreniyorum. ….Doğayı sevmeyen, insanları da sevmez.  Biz doğaya yabancı kaldıkça doğa da bize yabancı kalır. Ben çiçeksiz bir ev düşünemiyorum.

Categories: Genel

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s