(Dr. Tahir Kutsi MAKAL’ın anısına hürmeten)
Tarla’nın Haziran (1999) sayısını aldığımda sanki içime doğmuştu… Bende bulunan telefon numaralarıyla “Baba Tahir”i aramaya başladım. Karşıma hep başkaları çıkıyordu. Bir türlü kendisine ulaşamadım….Aradan iki gün kadar geçmişti ki, Mehmet Yardımcı telefon açtı…
-Baba’yı yitirdik!…Başımız sağ olsun!…
O’nu en son, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yapılan 2. Uluslararası Kıbrıs Kongresi(22-28 Kasım 1998)’nde görmüştüm. Kongre müddetince bizden hiç ayrılmadı. Akşam olunca Prof.Dr.Taciser Onuk, Yrd.Doç.Dr. Mehmet Yardımcı ve eşi, birde benim hanımım hep aynı masayı paylaştık. Baba, son Moldavya gezisinden bahsediyor ve Taciser Hanım’a serzenişte(!?) bulunuyordu. Bir de şiir yazmıştı onun için….
Sonra Kıbrıs’tan döndük….
Uzun zaman bir birimizden haber alamadık. 23 Şubat 1999’da hasta olmuş. Hastalığını Tarla dergisinden öğrendim. Telefon açıp geçmiş olsun, dedim; Allah’tan hayırlı şifalar diledim. Baba, sağlığına kavuşunca 15 Nisan’da Tahir Kutsi Gecesi yapmışlar; ne kadar sevindim….
Benim içime doğduğu gibi sanki Sevgili Tahir Kutsi Makal’ın da içine doğmuştu. Tarla’nın Haziran(1999) sayısında, “Dost Seslenişi” başlıklı yazısında, bir veda havası seziliyordu:
“Dünyanın bütün güzelleri sağ olsun; ilham verirler bana. Güzelliklere, güzele dayanamam… Şair, hayran olan adamdır. Bir güzel, bir güzellik görünce hayretlere düşerim….(…) Özlem dolu, dualar dolu, dostluk dolu mısralar bu sıralar değişik şairlerden ard arda geldi. Hastalığımız üzerine dost şairler duygulandılar, hüzünlendiler. İyileşmemiz için, bir daha hasta yatağına düşmemem için dedelere, babalara gidenler olmuş… Sivas’tan Kutlu Özen yedi yatır gezmiş. Kutlu Özen daha önce de yedi yatır gezmiş, bir yıl yaşamam için dua etmişti.
Adana’da Çukurova Üniversitesi’nin sempozyumunda idik. Kutlu Özen geç gelmiş. “Baba geldi mi?” diye sormuş. “Geldi, odasına çekildi” demişler. “Hah, öyleyse hizmet etmekten kurtulduk…” diyesi olmuş….Sağ olsun M.Sabri Koz kardeşim bize yardımcı oldu; rahat bir gece geçirdik.
Sabah kahvaltıda Kutlu Özen’in akşamki tavrını bana anlattılar. Biraz sonra Kutlu gelerek ellerime sarıldı. “Hoş geldin, ne zaman geldin?” diyor.
Dedim, “Aslanım, azlettim seni halifelikten!..”
Bizim bir “Fıstıki Tarikatı” var… Ana ilkesi sevgi, barış ve dostluktur…Tarikatın şeyhi benim… Ben gidince(!), de Kutlu Özen yerime geçecek…Bir yıl cezalısın. Bir yıl içinde göçersem(!) halifem Nail Tan’dır…
Kültür Bakanlığı Halk Kültürlerini Araştırma ve Geliştirme eski Genel Müdürü Nail Tan, boynuma sarıldı. Pek tabii, tarikat şeyhi tayin edilmek az iltifat değildir.
Ertesi yıl, Antalya’da “Uluslar arası Türk Folklor Kongresi” yapılıyor. O zamana kadar Kutlu Özen, cezalı olduğundan Sivas yöresinde ne kadar yatır varsa dolaşmış, yaşamam için dua etmiş…
Bana yazdı, hal böyle diye… Telefon ettim:
-Yavrum, madem yatır yatır geziyorsun, incele konumlarını…Kimdir, nedir, anla da yaz…Aynen tuttu sözümü, araştırdı, yazdı. Fotoğraflı bir kitap yayınladı: “Sivas Yöresinde Eski Türk İnançlarına Bağlı Adak yerleri”
İşte bu Kutlu Özen ve bazı arkadaşlar, hastalık haberimi duyunca dedelere, babalara koşmuşlar. Zahmetleri ziyan olmadı, dilekleri tuttu, çok şükür ayaktayım…”
Sevgili Baba, Sevgili Dr.Tahir Kutsi Makal…
Hani sen bir tarihte(31.12.l990) yılbaşı tebriki yazmıştın…”Yeni yılınızı candan kutlar , selam, sevgi, saygı sunar. Sonra ilave etmiştin: Severim seni arslan Kutlu! “
Ben de seni seviyorum Sevgili Baba Tahir….
Yazımın başlığını niçin seçtiğimi şimdi anlıyor musunuz?
Baba, seni severim….
Şimdi, etten, kemikten bir fani olarak aramızda yoksun! Fakat, dostluğunla, insanlığınla, sevecenliğinle, üretkenliğinle, eserlerinle hep aramızda olacaksın…
Bana gelince…. Seni hep hatırlayacağım…. Seni hep “Babanız yine aşık çocuklar” dizelerinle hatırlayacağım…
Allah’ın rahmeti üzerine olsun!…
Sivas, 4 Temmuz 1999, Pazar