Söylenceye göre Köroğlu yazları Sivas Çamlıbeli’nde, Kışları Tokat’ta geçirirmiş…Yol üzerindeki taş binalar ve mağaralar o zamandan kalmaymış.
Köroğlu bir tarihte Sivas Çamlıbeli’nde oturuyormuş. Efelerini yağma yapması için kalelerden birine göndermiş. Manzara hoşuna gittiği için dere kenarına inmiş. Yaşlı bir kadın yün yıkıyormuş. Köroğlu’nun geldiğini bile görmemiş. Elindeki tokacı. kelle keser gibi hırsla kaldırıp indiriyormuş. Yine de hırsını yenemeyip “Köroğlu gözün kör olsun” diyormuş
Köroğlu bir müddet beklemiş, “ana sen çok yoruldun, biraz da ben tokaçlayayım” demiş. Yünler yıkanıp bitene kadar ihtiyarın yanında beklemiş.. Kadın, bu delikanlıya çok dua etmiş; “gençliğinin hayrını göresin” demiş.
Köroğlu ihtiyarın yanından ayrılırken kadına “Sen Köroğlu’nu tanıyor musun, ondan ne kötülük gördün , niçin beddua ediyorsun”, demiş. Kadın üzgün ve mahcup bir tavırla “Ne bileyim oğul. Ben Köroğlu’nu tanımam, bilmem herkes “Köroğlu gözün kör olsun” dediği için ben de “Köroğlu, gözün kör olsun” diyorum , demiş.
Bizler de tanımadığımız kimselere haksızlık etmiyor muyuz?