Daha önceki yıllarda Çaltı çayı üzerinde küçük değirmenler varmış. Biz bunlardan çoğunu gördük. Şimdikiler, yani altmış yaşın altında olanlar bu değirmenlerden hiç birini görmediler. Bizim çocukluğumuz ve gençliğimiz un değirmenlerinde geçti.
O yıllarda elektrikle çalışan değirmenler yoktu. Su değirmenleri vardı. Değirmenci baharda su kanallarını tamir ederdi.
Bulgur değirmeni ile un değirmeni birbirlerinden farklı idi. Bulgur çekilen taşa tink denilirdi. Uzunlu’nun değirmende bir tink, üç tanede değirmen taşı vardı. Değirmen taşlarının dişlenmesini taşçılar yapardı. .
Bizim de çeşitli köylerde değirmenlerimiz vardı. Dayım eli daraldıkça bunları satmış savurmuş,
Uzunlu’nun değirmen otuz yıl öncesine kadar çalışıyordu. Selden yıkılan kanallar hemen tamir ediliyordu. 12 Eylül öncesi anarşik dönem yüzünden değirmene gidilmez oldu. Anarşi bitti ama değirmen de birkaç yıl içinde yıkıldı gitti. Köylerdeki değirmenler bir müddet değişime direndi. Köylüler eşeklere yükledikleri tahılları köy değirmenine götürmeye devam ettiler.
Son elli yıl içinde su değirmeni kalmadı. Kimi yıkıldı, kimi satıldı…Değirmenle birlikte değirmencilik de bitti. Uzunlu’nun Değirmeni fotoğraflarda kaldı, Ne kadar üzücü değil mi?