(Ulaş Efsanesi)
Ulaş yakınlarında Üçgöz Köprü adı verilen bir köprü ve başında her gece mum yanan bir mezar vardır. Bu köprü ve mezara ait olan efsane halen anlatılmaktadır.
Ulaş yöresinde birbirini seven iki genç vardır. Bu iki genç her gün Üçgöz Köprü’de buluşurlar. Ve bu köprü o günden sonra tüm aşıkların buluşma yeri olur. Oğlan fakir bir ailenin çocuğuyken, kız, ağa kızıdır.
O zamanın törelerine göre bir ağanın kızının kendi dengine verilmesi uygundur. Buna rağmen, ne kız oğlandan, ne de oğlan kızdan vazgeçer.
Oğlunun her geçen gün acısının arttığını gören baba, tüm imkansızlıklara rağmen, ağa evine kız istemeye gider. “Allah’ın emri, Peygamber kavli”yle söze başlayan baba; daha sözünü bitirmeden sille tokat evden kovulur.Bunu duyan oğlan ve kız çok üzülürler.
Oğlan, üzüntüsünden hastalanır. Her geçen gün mum gibi erir; çok geçmeden ölür…. Tek çocuğunun bu acı sonuna çok üzülen baba, oğlunu evinin bahçesine gömer. O günden sonra kız, her gün bu mezarın başına gelerek bir mum yakar. Ve yine efsaneye göre, kız öldükten sonra da her gün ruh halinde gelerek mumları yakmaya devam eder.
Bugün o yörede oğlanın odasının penceresinden bakıldığında, halen ışığın yandığını görenler vardır…..[1]
[1] Türkan Zorlu, Eğitim Fak. Sınıf Öğretmenliği