Ölük/Höllük alan var mı?

Gazi’yi bitirdikten sonra tayinim Sivas’a çıktı. İlk işim ev aramak, sonra da öllük bulmak oldu. Şimdiki nesil ve hatta onların babaları killi toprağı/ yani öllüğü bilmezler ki. Bugün 50 yaş sınırında olanların  bile evlerine killi toprak girmedi.            Deterjanların  banyomuza ve mutfağımıza girmesi büyük bir devrimdir..

Eski yıllarda temizlik malzemesi kilden ve meşe külünden ibaretti. Yıkanacak çamaşırlar  büyük kazanlarda kaynatılırdı.  Daha sonra  düz bir  taşa serilir, tokaçlanırdı.

 Henüz deterjanlar  evlerimize girmemişti. Bizim kuşak  yokluk içinde  yaşadı. Doğadaki  her şeyi  temizlik malzemesi olarak kullandı.

1970’li yıllara kadar Sivas’ta öllük kültürü vardı .    Öllük  her yerde bulunan ucuz bir topraktı. Öllüklükten getirilen bu killi toprak taşlarından  ayıklanır,  havanda ezilir, rutubetsiz bir ortamda  saklanırdı. Çocuğun altına konulacağı zaman tavada  hafifçe ısıtılırdı. Sancılanan bebeler de öllüğe yatırılır, sancısı geçene kadar kucakta sallanırdı.  

Şehirlerde, köylerde öllük alınacak yerler belliydi. Mesela  Divriği’de “Ak toprak” Kurdeşen mevkiinden alınırdı.  En kaliteli killer Kangal Balıklı kaplıcadan çıkarılırdı. Yine

1960’lı yıllarda  kurutulmuş killer  bakkallarda  satılırdı….

Benim bu makalemi okuyan anneler, ninelerinin çektiği bu uygulamayı bilmezler ki  …

Öllükle  beraber bir kültür bitti.