Harami Deresi Efsanesi

Efsane: Koyulhisar’ın Akpınar isimli bölgesinde bir saray varmış. Bu sarayın Kralı’nın bir kızı bir de yeğeni varmış. Kızının ismi Sedef, yeğeninin ismi çobanların kahyalığını yaptığından dolayı Kahya imiş.

Sedef ile Kahya birbirlerini seviyorlarmış. Fakat bu sevgiden Kral’ın haberi yokmuş. Yazları sarayın hayvanları Dumanlıca yaylasına götürülürmüş. Hayvanlar orada iyice otlatılırmış. Yayladaki hayvanlardan sağılan sütler 4-5 km. bir mesafeden boru ile saraya akıtılırmış.

O zamanlarda dağlarda harami denilen vahşi dağ adamları yaşarmış. Bu vahşi dağ adamları bir gün Dumanlıca yaylasını basmışlar. Yayladaki çobanları öldürmüşler. Fakat Kahya’yı rehin almışlar. Kahya, Haramiler’e:

-Bana biraz müsaade edin, biraz kaval çalayım ve iki rekat namaz kılayım, demiş.

(Daha önceleri Kahya, dağların zirvesine çıkıp kaval çalar ve sevdiğine işaretler gönderirmiş. Sedef te sarayın balkonundan görebildiğince Kahya’yı gözler ve Kahya’nın söylediği türküleri ve kavalın sesini dinlermiş.)

Haramiler, Kahya’yı rehin aldıktan sonra keçi kılından örme iplerle sıkı şekilde bağlarlar.  Kahya kavalını eline alıp çaldıktan sonra şunları söyler:

Kara kancık kanlar kustu

Kıl bağlar elimi kesti

Haramiler yaylayı bastı

Yetiş emmim kızı Sedef.

Sedef, her zamanki gibi balkona çıkar ve Kahya’nın sözlerini duyar. Derhal babasına haber verir. Kral, atlı askerlerini yaylaya gönderir. Fakat bu sırada Kahya, namazını da kılmıştır. Haramiler, Kahya’yı öldürürler. Askerler yaylaya geldiğinde iş işten geçmiştir. Haramilerin hepsini öldürürler; fakat Kahya’nın ölümüne engel olamazlar.

Sedef, Kahya ile arasındaki aşkı babasına anlatır. Babası da haramilerin öldürüldüğü bu yere “Harami Deresi” adını verir. O günden bu yana derenin ismi değişmez, Harami Deresi olarak kalır….[1]


[1]M.Ercan İlter derlemesi, Zikri Karakullukçu, MYO  Kontrol Sist.