Hamparsun Usta Ermeni’ydi. Benim çocukluk yıllarımda ayakkabı tamiri yapardı. İyi bir usta idi. Çarşı esnafı Hamparsun Usta’yı severlerdi. Şakayı sevdiği için kendisi de şaka yapardı. Adı Hamparsun olmasa kimse ona Ermeni demezdi. Akrabamız Nuri Dayı, Hamparsun’un arkadaşıydı. Fırsat buldukça içki içerlerdi. Bir de Toros adında arkadaşları vardı.
Hamparsun’un babası din adamıydı. Ermeni tehcirinden (hicretinden ) sonra akrabaları ile birlikte Amerika’ya gitmişti. İstanbul’da da yakın akrabaları vardı. Onlar Divriği’de oturan Hamparsun Usta ile Madam Azador’u İstanbul’a davet ettikleri halde öldükleri güne kadar yerlerinde kaldılar.
Madam Azador bildiğim kadarıyla evlenmemişti. Nuri Demirağ Ortaokulu’na yakın bir yerde ahşap evleri vardı. Hamparsun Usta vaktini tamirci dükkanında geçirirdi. Kardeşi Asator’un yaptığı yemekleri yerdi. Sigaranın dışında pek masrafı yoktu. Madam Asador Divriği’yi çok iyi tanırdı. Dedikoduyu severdi. Kim evleniyor, kim İstanbul’a çalışmaya gidecek, kim tarlasını satmış, kim alıcı olmuş, kim nişanı bozmuş, kim….
Cuma günleri ez andan önce evimize gelirdi. Annem hizmette kusur etmezdi. Mevsimine göre yemekler hazırlardı; ayrıca bohçasına elma, erik, armut, vişne, kızılcık gibi meyvelerdin birini kordu…Annemin eli boldu; öğleye yakın evimize uğrayanları yemeksiz yollamazdı.
Kasabanın içinde ve köylerinde Ermenilere ait adak yerleri vardı. Bunlar daha çok Güllü Bağ ve Garipler Mezarlığı civarında toplanmıştı. Odur köyündeki Surp Agop kilisesi o civardaki en büyük kiliseydi. Ayrıca Divriği kalesinin alt yamaçlarında iki kilise daha vardı. Annem Ermeni tehcirine kadar bu kiliselerde ayin yapıldığını söylerdi. Sivas’ta “Yalçın Sineması sahibi Rüştü Yalçın’ın kaynanası “Madam Teyze’” de çok sevimli bir kadındı. Kutsal günlerde bize yumurta getirirdi, eşim de helva yapıp dağıtınca, Madam’da gönderirdi. Çocuklarım hasta olduğunda iyileşmeleri için dua ederdi.