Celal Oğlan Ağıtı

Celal  Oğlan ağıtı  şimdiye kadar Anadolu’da yakılmış/söylenmiş ağıtları içinde dörtlük sayısı yönünden( 103 dörtlük) en uzun ağıt olarak ilk sıralarda yer alır.

Kadir Pürlü’nün tespitlerine göre , Celal Oğlan takriben 1920 yılında Altınyayla ilçesine bağlı Deliilyas beldesinde dünyaya gelmiştir. Asıl adı Celal Kulmaç’tır.

Sonradan dillere destan olacak ağıtın hikayesi şöyle başlar: Celal Oğlan askerden döndükten sonra, aynı köyden Döndü isimli bir kızla nişanlanır. Celal Oğlan, düğününü yapabilmek için para kazanmak zorundadır. 1930’lu yılların sonunda Sivas’a gelir, Çimento fabrikasının kuruluş yıllarında inşaatta çalışır. Düğününü yapacak kadar para biriktirdikten sonra 1947 yılında köyüne döner. Evlenme işlemlerini yaptırmak için Şarkışla’ya gider. Nikah işlemleri bitince çok soğuk bir havada köye dönerler. Celal hastalanmıştır.  Şarkışla’dan geldiği akşam yatağa düşer. Bir daha da yataktan kalkamaz. Ailesinin ve  yakınlarının çaresiz bakışları içinde çırpına çırpına can verir. Ertesi gün düğün bayrağı yerine cenazeyi kaldırırlar. Her taraftan ağıt sesleri gelmektedir.

Ağıtın ilk ve önemli bölümünü Celal’in nişanlısı Döndü söylemiştir. Ağıtın büyük bir bölümü ağıtçı kadın Gıyo söylemiştir. Ağıt yakın yıllarda Uğur Kaya tarafından notaya alınmıştır.

İpek mendil dane dane

Yudular, serdiler güne

Ana, Celalim yudular

Baş ucumda döne döne/ Celal oy oy…Yavrum oy oy….

Evlerinin önü yonca

Yonca kalkmış dam boyunca

Bu yoncayı kim biçecek

Celal Oğlan olmayınca

Evlerinin önü kare

Selam söylen Celal yare

Nişanlısın eller almış

Bulunmaz mı buna çare

Sivas’taki büyük ordu

Babam da talime durdu

Galhın gidek Çimento’ya

Çimento Celal’in yurdu.

Al işliğin mor yeleği

Gısa dilemiş dileği

Ahşamdan geri gidiyor

Celal’in başlıh ineği

Nazlı benim eşim nazlı

Oh kirpikli, oyma gözlü

Ben de buna yanmayım mı

Her sırları bende gizli.

Gurban olayım canına

Felek düşürdü şanına

İki gözüm kör olaydı

Günde geleydim yanına

Gara ceket dal istiyor

Sallanmaya kol istiyor

Uyan Celal Oğlan uyan

Döndü gelin yar istiyor.

Bayrağı gara galdırın

Davulu çifte vurdurun

Hacı Mehmetler takımı

Beni oraya indirin

Açın kapıyı kapıyı

Duyanlar gelsin sesime

Pullu keten haram olsun

Soyha galasıca fesime

Gurban olam Döne Bacı

Celal ordan savuştu mu

Dünkü giden ağca bebek

Dayısına gavuştu mu

İğde bitmiş dal atıyor

Celal odada yatıyor

Uyan Celal Oğlan uyan

Nişanlını el satıyor.

Gurban olam Döne Bacı

Ne zorumuş keskin acı

Bunun işi bitmiş diye

Dohtur vermemiş ilacı

Aşağıdan gelen deve

Gevişini geve geve

Sanki ben de gelin oldum

Yuhardaki büyük eve

Celal de cirite binmiş

Davulcuya vur diyerek

Döndü Gız’a altun etmiş

Nefsine vur diyerek

Neşet’e gelinlik bozdum

Hem okudum hemi yazdım

Akşam başlık giderkene

Çatlayıp da öleyazdım

Görümümün adı Döne

Ellerine yakın gına

İnce diktim ağca yudum

Helal olsun gana gana

Bağdat Teyze Bağdat Teyze

Yine oldum derdim taze

Beş gızınan davet gezdim

Bizim düğün galdı güze

Yüksek evlik büyük bucah

Gül topladım gucah gucah

Hey n’olurdu gadir Mevlam

Öksüze düğün olacak

Eser deli poyraz eser

Ciğerim içinden keser

Ana ben Sivas’a gitmem

Celal duyar bağa(bana) küser

Babası trenden inmiş

Satar gızını gızını

Galdıramam Kürt Celal’im

Yatsın sözünü sözünü

Şarkışla’da muane olduk

Beraber trene bindik

Bize nazar değer diye

Sorana gaynımız, dedik.

Aha gınacım geliyor

Hacı gaynım düşmüş öne

Hoca namazı kılınca

Celal’a buyurmuş dua.

Urban olayım Mahbule

Ne ağlıyon bağırarah

Ala çeyiz yazdırmadım

Tütün kahve dağıtarak

Saçlığımın topu gümiş

Ölüyorum emmi demiş

Şarkışlalı Hac çavuşu

Söyle Kürt yiğidi demiş

Dohuz geyim çorap ördüm

Dohuz gaynım giysin diye

Sandıhtan poşu çıhardım

Celal guva olsun diye

Gurbanlar olayım Fidan

Bayrağın geri mi endi

Yürüyerek gelin geldim

Geldim de Celal’im öldü.

Yaz gelir de garlar erir

Sular gelir dura dura

Celal eşim can veriyor

Avazına vura vura

Adım batsın adım Döndü

Yüceden engine indi

Sana diyom gız Nafiye

Gelin Hocalar’a indi

Susuz yerde bitmez söğüt

Deli oldum verin öğüt

Çevrelerde var mı ola

Celal gibi babayiğit

El camiden çıharkene

Bulandım gardaş bulandım

Döndü’yü gelin getirdik

Uyhu uyumadım dolandım

Yaz gelince biter yonca

Celal’in gülleri gonca

Beşikte bebek ağladı

Garadan bayrah galhınca

Ne yohuşun dibindeyim

Ne enişin başındayım

Bağa dulluk yahışır mı

Daha on beş yaşındayım

Ağlayıp da güleceğim

Çatlayıp da öleceğim

Yengeler gapıya geldi

Vur davulcu bineceğim

Allı entere pullu keten

Ne de güzel yahışıyor

Garadan bayrah galhınca

Gökte melek bahışıyor

Daha görmeyim görmeyim

El oğlunun acısını

Ölürsem ölüme goymayın

Nazlı yarin bacısını

Celal Oğlan yola getmiş

Sanki muradına ermiş

Bayrah dikileceği gün

Felek bana ayıp etmiş

Gapımızın önü arpa

Atlar gelir gırpa gırpa

Sanki ben de gelin oldum

Allı duvah çırpa çırpa

Arhamda beliğim ince

Örer dikerim gılınca

Vallaha da ata binmem

Celal eşim gelmeyince

Ben mi yazdım bu yazıyı

Bozdurdum elli Gazi’yi

Bana ağlama diyorlar

Nasıl unutam maziyi

Günde söylerim adını

Alamadım ben muradımı

Mezar taşına yazarım

Celal ile benim adımı

Gaynımın Eşe(Ayşe) garısı

Celal derdimin yarısı

Bahın gıyamet goptu

Düşman başına darısı

Gapıdan araba geçti

Dolan Döndü bineceksin

Sevgili gardaşın yari

Kime gelin ineceksin

Tarlalarda ot yolardım

Ayak yalın başım gabah

Beni mezara götürün

Uzun gece olmaz sabah

Mezarımın gara daşı

Yandı yüreğimin başı

Çekip gitti Kürt Celal’im

Zehir etti bize aşı.

Dostlar bakın düştüm dara

Yürekte açıldı yara

Onu Allah’a yolluyorum

Sebebi çekin dara

Mezarlığın böğrü çayır

Celal gitmiş orda uyur

Öksüz gız gelin oluyor

Celal oğlan  sen de buyur.

Mezarımın sıra daşı

Yandı yüreğimin başı

Beni Yusuf’a versinler

Yusuf Celal’in gardaşı

Daha neler diyecektim

Celal gomadı halimi

Tandırın ağzını örtmemiş

Allah’ın ganlı zalimi

Sana diyom Döndü Bacı

Yıhılaydı vatanınız

Ne yapayım ben Celal’siz

Galhmaz sizin yatanınız

Gayırmadın gadir Mevlam

Boynu bükük guvame(güveyime)

Hele bahsan Bağdat Teyze

Gara verdim duvağıma

Eğil yüce dağlar eğil

Otu biter yeşil yeşil

Şu şurda süzgün duruyor

Celal’in teyzesi değil[1]

Celal Oğlan Ağıtı/2:

  Celal Oğlan,  Şarkışla’ya  mal edilmek istenmektedir. Halbuki bu ağıtın diğer bölgelerde de değişik varyantları bulunmaktadır. Yozgat yöresinde söylenen Celal Oğlan ağıtı ile Şarkışla’da söylenen ağıt, aynı olay ve motifleri taşımaktadır. Yozgat yöresinde bu ağıtın hikayesi şöyle anlatılmaktadır:

Celal isimli genç delikanlı askerden geldikten sonra aynı köyden Elif  adlı bir kızla nişanlanır. Kızın babası başlık parasını çok ister. Celal için bu yolda ölüm var dönüm yoktur. Onun için gurbete çıkar. Başlık parasını kazanmak için tamı tamına üç sene köyüne dönmez.

Başlık parasını tamam eden Celal Oğlan, köyüne dönüp tez elden düğün hazırlıklarını tamam edip, bayrağı kaldırır. İki hasretli kavuşacağı günleri iple çekerken, düşmanları da boş durmazlar.

Elif’e başkaları da göz koymuştur. “Su uyur, düşman uyumaz” derler ya, Elifin çeyizi yazılırken Celal Oğlan düşmanları tarafından mavzerle vurularak öldürülür. Kara haber köyü baştan başa yasa boğar. Alı-yeşili ortada kalan Elif, elinin kınası, başının duvağıyla ağıt söylemeye başlar. Ölünceye kadar kimseyle evlenmez.[2]


[1] Kadir Pürlü, Celal Oğlan Türküsü ve Bu Türkünün Doğuş Hikayesi, Revak/99, Sivas  1999, s. 35-48 ve ayrıca Derleme: Hanlı köyü, Oktay Çalışkan Elektrik, 98301047)

(Hatun Sungur, Gülhanım Darıcı, Durdu Aydın, Fidan Gür, Nuriye Darıcı)

[2] Nazım Halat, Kamu Yönetimi, 96209061