Giriş: Daha önceki dönemlere ait yeteri kadar kaynak ve malzemeye sahip olmadığımız halde, Sivas halıcılığının 20. yüzyıl başlarındaki durumunu anlatacak yazılı kaynaklara ve halı, kilim örneklerine sahibiz.
Bu kaynaklardan ilki Protextat-lecomte tarafından yazılan “Türkiye’de Sanatlar ve Zenaatlar 19.yüzyıl Sonu” adlı eserdir. Eser, İstanbul Mayıs 1901 tarihini taşımaktadır. Yazar, eserinin çeşitli bölümlerinde Sivas ilinde dokunan halıları şu şekilde tanıtmaktadır:”…Sanat değeri olan halılardan söz edeceğiz. Şarkta her imal muhiti, her şehir “cins halı”ya adını vermektedir. Öyle ki; söylemiş olduğumuz gibi hepsini sayalım dersek üç yüzü buluruz. Biz şunlardan söz edeceğiz: Kula, Gördes, Milet, Sivas…
Sivas halıları çok meşhurdu. Sivas bilindiği gibi Türkiye’nin surlarla çevrili bir şehridir. Yüzyıllardan beridir orada halı dokunur. Ve iki, üç yüz yıldan beridir de bu sanayi çok gelişmiştir. Bu devre ait halılara paha biçilmez. Hatta dendiğine göre iki üç taneden fazla eski halı bulmak imkansızdır. Birkaç yıl öncesine kadar düşüşte olan bu sanayi yeniden hamle yapmıştır. Ve biz gerçekten güzel dokunmuş birkaç tip gördük.
Sivas halılarının belli başlı dokuz türü vardır. Döşek halısı, seccade, kurce(at heybesi), yol halısı, yastık, Kürt kilimi, Şarkışla, perde kilim, kilim seccade.
Sivas ve kiskilim perde kilimleri bilgili bir dekor anlayışı ile icra edilmektedir. Dalgalı ve düz çizgiler zarif bir şekilde birbirini izler. Geometrik şekiller panolar Meiden getirir. Ve bu muhitte acayip bir bitki topluluğu parlak renkler serpiştirir. Şam’da imal edilen kilimler zengin ve şatafatlı, Sivas ve kiskilim’dekiler ise ağırbaşlı ve aynı zamanda çok dekoratiftir.”[1]
Yine Reşit Akif Paşa’nın Sivas Valiliği zamanında çıkarılan 1325(1909) tarihli Sivas Salnamesi’nde ise şu bilgiler yer almaktadır: “…Merkez Sancağı(Sivas İli) ziraatten ziyade, sınai yönünden de terakkiye daha elverişlidir. Gerçekten senede nihayet üç ay güneşin hararetinden istifade edebilen ve hububattan başka ürün yetiştirmeğe müsait olmayan Sivas havalisinin bir de sahilden oldukça uzak bulunması göz önüne alınırsa, buraların terakkiyat-ı iktisadiyesi için sanat-ı ziraatın kifayet etmeyeceğine kanaat gelir. Halbuki ziraatın ilerlemesine set çeken olumsuz tabiat şartlarına mukabil, bu yöre halkının el sanatlarına karşı doğuştan getirmiş olduğu yetenek görülmektedir.
Vilayetimizin bir takım sanatlarda göstermeğe başladığı terakki takdire şayandır. Bu alanda bir örnekleme yaparsak; Sivas ilinde halı ve kilim gibi dokuma, Gürün kazasında yünlü kumaş gibi sanatlar görürüz.
Bugünkü günde(1909) Sivas ilinde dokunan halıların dayanıklı ve desen yönünden ne kadar yüksek bir yer işgal ettiğini Konya ve Sivas’ta açılan sergilerde gördük.
Sivas’ta halı imal edenler iki kısımdır:
a.Bir kısmı halıcılığı bir geçim kaynağı olarak kabul etmişlerdir. Bunlar dokumuş oldukları halıları satılığa çıkarırlar.
b.Diğer bazı aileler vardır ki halıcılık bunlarca genç kızların el maharetlerinin en güzel örnekleridir. Evlendikleri zaman cehiz olarak götürürler. Dokudukları halılarla öğünürler. Vilayet Merkez Sancağı’nda şu anda(1909) halı ve kilim imal eden on bine yakın dest-gah(tezgah) tahmin olunmaktadır. Bu tezgahlardan iki bin kadarı Sivas şehrindedir. Bu tezgahlarda çalışan amele umumiyetle kadındır. Hele köylü kadınlar ziraata müsait olmayan kış günlerini halı ve kilim dokumaya ayırırlar.”[2]
Salname’nin diğer bölümlerinde ise Sivas ilinde dokunan kilimler anlatılmaktadır.
“…Sivas ilinde imal olunan kilimler; zerafet ve metanet ve müzahariyet ve tabiat cihetiyle başlıca dört kısma ayrılırlar:
1. Rişvan kilimleri: Ufak kıtada ve ekseriya çift olarak yapılır. Boyaları halis ve nakışları zarif ve zeminleri pek nazik olmakla beraber gayet dayanıklıdır. Aziziye kazasının Sarız ve Avşar kilimleri üstün özelliğe haizdir.
2.Kürt perdelikleri: Bunlar isminden de anlaşıldığı üzere süs için oda duvarlarına asılan bir çeşit kilim dokumadır. Perdesine göre üç arşından, altı-yedi arşın boyunda ve yarım arşın eninde dokunmuş parçaların yek diğerine irtibatından husule gelir. Kaangal kazasında Karanlık köyünde ve Darende’nin Ayvalıdere köyünde bu perdeliklerin en makbulleri imal olunur.
3. Elbeyli kilimleri: Bunlar da Rişvan kilimleri gibi ufak kıtalarda bazen tek ve ekseriya çift olarak dokunur. Dayanıklılıkça bunlar Rişvan kilimlerinden geri kalmaz, fakat onlar kadar zarif nakışlı olmadığından fiyatça düşüktür. Bunlara Elbeyli kilimi denilmesi genellikle bu çeşit kilimlerin Elbeyli nahiyesinde dokunmasından ileri gelmektedir. Diğer yörelerde de bu gibi kilimler yapılır. Nakışlarına göre mihraplı, kolanlı ve boncuklu gibi adlar verilir.
4.Muşabbahlı kilimler: En çok Tonus kazasında dokunur. Ayrıca Sivas iline bağlı Yıldızeli, Kangal gibi bazı kazalarda, bir çok köylerde bu çeşit kilimler dokunur. Bu nevi kilimler 15 arşından başlayarak 60-70 arşın murabbaya kadar dokunur. Nakışları arasında süs için bir takım delikler bırakılmıştır ki bunlara muşabbah denilip dokunan kilimler de bu adla adlandırılır.
Tonus kazasından başka muşabbahlı kilimler İlbeyli nahiyesine bağlı Kabasakal, Söğütçük, Kürtler köyü, Eskiköy, Güney, Hanlı, Kayadibi, Çongar, Aylı, Keçili, Koyuncu… gibi köylerde de dokunmaktadır.
Sivas iline bağlı Zara, Kangal, Yıldızeli gibi diğer kazaların merkezinde ve köylerinde dahi bol miktarda muşabbahlı ve Elbeyli usulü yan kilimleri ve atya adı verilen ikinci nevi halılar dokunmaktadır.” [3]
Bugün de bu yöreler en önemli halı ve kilim dokuma merkezleridir.
Sivas Tipi Sivas Halıcılığı
(1891-2002)
Kutlu Özen
Giriş: Türk halı sanatının tarihi içinde 19. Yüzyıldaki gelişmelerin önemli bir yeri vardır. 19. Yüzyıl sonlarına doğru halıcılık yüksek bedii kıymetini koruyamamıştır. Fakat sınai ve ticari bir mahiyet almıştır. Batılı bazı iş çevrelerinin Türk halılarına sanat eseri olmaktan ziyade kısa sürede iyi gelir temin eden bir ticari meta gözüyle bakmaları ve müdahaleleri sonucu Türk halı sanatının orijinal karakterinde olumsuz sonuçlar doğurmuştur. Bu da halı memleketlerinde bulunan ecnebilerin vücuda getirdikleri teşkilatla başlamıştır.[4]
Memleketimizde, İran’da, Kafkasya’da, Hindistan’da ve hatta Çin’de şirketler vücuda getirilmiş, bu şirketler bir taraftan eski halıları toplayıp antika olarak satmışlar, bir taraftan da eski resimlerden istifade ederek dış piyasalar için ucuz halı imal etmişlerdir.[5]
Bilinen ilk geniş çerçeveli faaliyetler 1864 yılında P.De Andrea, Habif ve Polako, T.A. Spartalı adlıüç İngiliz ticarethanesinin, iplik ve model vererek Uşak ve çevresinde halı dokutmaları ile başlamıştır. Bu tarihten sonra Batı Anadolu’da dokunarak Avrupa’ya ihraç edilen halıların bütününe yakını İngiliz tüccar ve şirketleri eliyle gerçekleştirilmiştir.[6]
İngiliz halı ticarethaneleri tarafından malzemesi dağıtılan ve dokunmak üzere evlere siparişi verilen halılar daha sonra komisyoncular aracılığıyla üreticilere düğüm sayısına göre ücretleri ödeniyordu.[7]
Tam bir serbest piyasa ortamı içinde gelişen rekabet, daha sonra 1908 yılında 6 İngiliz ticarethanesinin birleşmesi ile büyük bir şirket haline geldi. The Oriental Carpet Manufacturers Ltd.(Doğu Halı İmalatçıları Şirketi) adını taşıyan bu ortaklık halı imalatının bütün safhalarına ve ihracata hakim olmuş, diğer şirketler kısa sürede rekabete dayanamayarak piyasadan çekilmişlerdir.[8]
Adı geçen ortaklık kuruluşundan çok kısa bir süre sonra halı dokuma işini de ıslah ettirdiği çok sayıdaki dokuma tezgahını belirli yerlerde toplayarak bir çeşit fabrika kurma yoluna gitmiştir. Önce Batı Anadolu Bölgesi’nde İzmir, Burdur, Isparta, Urla, Haçin ve Karaağaç’ta 6 fabrika imalata geçmiş, bunu Anadolu’nun çeşitli yerlerindeki on bir fabrika takip etmiştir. Bunlar Sivas, Kayseri ve Ürgüp gibi merkezlerde toplanmakta idi.[9]
Bugün Sivas Yarıaçık Cezaevi ve Özel İdare Halıcılık Okulu atölyelerinde dokunmakta olan ve “Sivas Halısı” adı ile adlandırılan yeni tip halı çeşidi görüldüğü gibi tamamen İngiliz halı ortaklığının müdahalesi ile ortaya çıkmıştır. Sine-İran(Açık düğüm) düğümlü ve daha çok İran motiflerini taşıyan bu halılar Sivas il merkezindeki çeşitli atölyelerde dokunuyordu.
Adı geçen şirketin kendi fabrikalarında ve evlerdeki halı tezgahlarında dokuttuğu halılarda, Batılı halıcıların istekleri doğrultusundaki desen ve renkleri sistematik usule göre tatbik ettirdiğini de burada bilhassa belirtmemiz gerekir. Bu durum ticari açıdan çok karlı olmakla birlikte, dokuyucunun yaratıcı gücünü yok ederek, halıları sanat eseri olmaktan çok uzaklaştırmıştır.[10]
1913-1915 yılları Osmanlı Sanayii İstatistikleri’ne göre adı geçen şirketin halı dokuyucusuna ödediği ücretlerde düğüm sayısı kadar, imal edilen yerin ihracat merkezine(İzmir) olan uzaklığı da göz önüne alınmıştır. Mesela, İzmir’de 1700, Uşak’ta 2.200, Kırkağaç’ta 2400, Isparta’da 2600, Sivas ve Burdur’da 3000 düğüme 40 para ödenmiştir. Adı geçen şirketin 1. Dünya Savaşı yılları arasındaki faaliyetleri hakkında şimdilik fazla bilgi sahibi değiliz.[11]
Şark Halı Ortaklığı’nın Sivas’tan çekilişinden sonra bazı tüccarlar bu işe el atmışlar ve durumu idame ettirmişlerdir. Daha sonra özel teşebbüs de bu işten ayrılınca Vilayet’e bağlı Öksüz Yurdu’nda ve Sanatlar Evi’nde imalat devam etmiştir. Cumhuriyet’in ilk yıllarında başlayan halıcılık faaliyeti şöyle bir gelişme göstermiştir:
a.Darülenas(Sivas Kız Öğrenciler Öksüz Yurdu)
b.Sanatlar Evi(1927-1946)
c.Sivas Yarıaçık Cezaevi(1949- )
d.Sivas Özel İdare Halıcılık Okulu(1963- )
Bütün bu atölyelerde “Sivas Halısı” adını verdiğimiz yeni tip halılar dokunmuştur ve dokunmaktadır.
a. Sivas Kız Öğrenciler Yurdu Halı Atölyesi
Kurtuluş Savaşı yıllarında yakınlarını kaybeden öksüz kız öğrenciler için Dürülenas(Sivas Kız Öğrenciler Öksüz Yurdu) açılmış ve bu yurtta öğrencilere Sivas halısı dokutturulmuştur. O yıllarda dokunan halılardan bir tanesi halen Kongre Müzesi’nde, diğerleri ise Valilik odasında ve Ticaret Sanayi odasında bulunmaktadır. Bu yurdun hangi tarihler arasında faaliyette bulunduğunu bilmiyoruz. Yalnız 1922 yılında çekilmiş olan bir fotoğrafta bu öğrencileri öğretmenleri ile birlikte görmekteyiz.
b.Sanatlar Evi
(1927-1946)
Okulun kuruluşu hakkında şu bilgi verilmektedir. “…Vilayet’in sanat sahasındaki inkişafını temin etmek ve memlekete sanatkar yetiştirmek maksadıyla ilk defa Vali Hacı Hasan tarafından düşünülüp taşınılan ve Sanatlar Mektebi olarak kurulmak istenen bu ev, uzun müddet geçirdiği istihalelerden sonra Vali Reşit Akif tarafından 1318(1902) yılında ikmal edilerek Sanayi Mektebi halinde kurulmuştur. O tarihten sonra yavaş yavaş inkişaf eden mektep 1329(1914) tarihinde Vali Muammer Bey tarafından sarf edilen büyük himmetlerle bir derece daha tevessü ve inkişaf etmiş ve mektepte demircilik, marangozluk ve halıcılığın tamamen gösterilebilmesi için muhtelif atölyeler açılmıştır. Demircilik, halıcılık ve marangozluk atölyelerine ait binalar Vali Muammer Bey tarafından yaptırılmıştır. Genel Savaş(Kurtuluş Savaşı)’ta durgunluğa uğrayan mektebin faaliyeti 1927 tarihinden sonra tekrar başlayarak çok büyük himmet ve yardımları geçen Vali Süleyman Kepenek zamanında çok mükemmeliyet göstermiştir.”[12]
Diğer bir kaynakta ise Sanatlar Evi’ndeki halı dokuma faaliyetleri hakkında şu bilgiler verilmiştir: “…1.Dünya Harbi içinde sanatkar yetiştirmek amacıyla Vali Muammer Bey tarafından Sivas’ta Sanayi Mektebi(Sanat Okulu) kurulmuştu. Daha çok atölye şeklinde çalışan okulda kunduracılık, marangozluk, terzilik, tenekecilik, kuyumculuk, döküm işleri gibi sanatlar öğretildi. 1925 yıllarında okula bir de halı atölyesi eklendi. Bundan sonra okulun ismi Sanatlar Evi olarak değiştirildi.
Halıcılığın gelişmesinde Şarkışlalı öğretmen Rasim Çeliker(Kara Rasim)’in büyük hizmetleri dokunmuştur. “[13]
Yine 1935 yılında yazılan Sivas Bülteni adlı eserde ise bu okulda yapılan çalışmalar hakkında şu düşünceler yer almaktaydı: “…Son senelerde Sivas Sanatlar Evi’nde açılan halıcılık atölyesi çok inkişaf etmiş olduğundan bu sanatın terakki etmesi mümkündür.”[14]
1946 yılına kadar faaliyetini sürdüren Sanatlar Evi Halıcılık Atölyesi’nde dokunan halılara ait elimizde bir çok örnek vardır.
c. Sivas Yarı Açık Cezaevi Halı Atölyesi
1927’lerde kurulan Sanat Okulu Halı Atölyesi 1946 yılına kadar faaliyetine devam etti. Bu tarihte Sivas halıcılığının daha fazla geliştirilmesi düşüncesiyle tesisler özel teşebbüse satıldı. Ancak özel teşebbüs bu konuda umulanı veremedi.
1.7.1949 tarihinde Adalet Bakanlığı halıcılık işi esası üzerine Sivas’ta muhasebe ve muamelesi bir yerden idare edilmek üzere erkek ve kadın yeni cezaevleri tesis etmişti. İlk defa 1950 yılında Kapalı Cezaevi’nde 8 tezgah ve 35.000 Tl. sermaye ile kurulan bu müessese zamanla büyümüş, yeni modeller ve tezgahlar alarak tezgah sayısını 35’e çıkarmıştır. Kadın mahkumların da çalışabileceği bir yer daha kiralanarak imalata hız verilmiştir.[15]
1952 yılında Sivas Cumhuriyet Savcısı Baha Arıkan’ın girişimleri ile özel teşebbüs elinde bulunan tezgahlar da satın alınarak tezgah sayısı 76’ya çıkarılmıştır.[16]
1958 yılında yapılan yeni atölyede tezgah adedi 150’ye çıkarılmıştır. 1962 yılında yün-iplik fabrikası inşa edilmiştir. Atölye, kendi ihtiyacını karşıladığı gibi diğer cezaevlerinin ihtiyaçları da buradan temin edilmektedir. Yılda 100 ton yün ve pamuk ipliği üretilmektedir. 1966-1967 yıllarında 2 milyonluk bir yatırım daha yapılarak 500 kişinin barınabileceği Cezaevi daha modern bir hale sokulmuştur. [17]1968 yılında bu tesise boyahane ilave edilmiştir. Bu tesiste günde 150-160 kg. arasında ve 17 çeşit renkte yün ipi boyanmaktadır.
Araştırmanın yapıldığı 1984 yılında 124’ü erkekler bölümünde, 31’i kadınlar bölümünde olmak üzere 155 tezgahta Sivas halısı dokunmaktadır.
d. Özel İdare Halıcılık Okulu
( 1963- )
Bugün Sivas halısı dokuyan ikinci büyük kuruluş da Sivas Özel İdare Halıcılık Okuludur.
Sivas halıcılığını geliştirmek amacıyla Sumerbank Genel Müdürlüğü tarafından halıcılık okulu kurulmuş ve buradan yetişenlere tezgah verilmesi düşünülmüştür. Fakat zamanla bu atölye istenilen gayeye ulaşamadığından Sumerbank Genel Müdürlüğünce kapatılmıştır.[18]
1962 yılında Sivas Valiliğine gelen Mehmet Varinli, bugünkü halıcılık atölyesini Sumerbank Genel Müdürlüğünden 500 bin liraya Özel İdareye satın aldırmış ve 10.12.1963 tarihinde faaliyete geçen bu müessesenin bedeli beş yılda ödenmiştir.[19]
1963 yılı başında beş tezgahla işe başlayan okul, 1964 yılında tezgah sayısını 60’a çıkarmıştır. 1967 yılında 157 tezgahtan 52’si faaliyette idi.[20]
Bu okula bağlı olarak 1972 yılında Şarkışla ilçesi Deliilyas kasabasında,1973 yılında Samankaya köyünde, 1981 yılında Ulaş kasabasında ve 1983 yılında İmranlı ilçe merkezinde okulun şubeleri açılmıştır. 1984 yılında bu şubelere ilaveten Şarkışla ilçe merkezinde ve Sivas Çayboyu köyünde yeni atölyeler kurulması planlanmıştır.
Araştırmanın yapıldığı 1984 yılı Ekim ayında dört merkezde(Sivas merkez, Deliilyas, İmranlı, Ulaş) toplam 66 tezgahta 131 öğrenci ile halı dokunmaktaydı.[21]
Sivas Halısı Dokuyan Atölyeler Hakkında Teknik Bilgi
Kutlu Özen
Giriş: Daha önceki bölümlerde de belirttiğimiz gibi bugün “Sivas Halısı” adını verdiğimiz halı tipi iki ayrı kuruluşun tezgahlarında dokunmaktadır. Bunlardan birincisi Sivas Yarıaçık Cezaevi; diğeri Özel İdare Halıcılık Okuludur. Her ikisinde de Sivas halısı dokunmakla beraber gene de teknik yönden bazı farklılıklar bulunmaktadır. Bunlar sırası geldikçe bölümlerinde anlatılacaktır. Yalnız okuyucunun Sivas halısını tanıması için genel bir açıklama yapmayı uygun gördük. Bu açıklamalardan sonra teknik bilgilere geçeceğiz.
Sivas Halısı
Sivas halısı, geleneksel Sivas halılarından farklı ve yüzyıllık bir geçmişi olan bir halı tipidir. Gerek düğüm sayısı, gerek desen ve gerekse kompozisyon yönünden orijinallik gösterir.
Bu halı çeşidi başlangıcında tamamen İran halılarının tesiri altında kalmıştır. Geleneksel Türk düğümü(Gördes/kapalı düğüm) yerine; Sine-İran(Açık düğüm) düğümü kullanmıştır. Yine Türk desenleri yerine İngiliz şirketlerinin arzusu ağır bastığı için daha çok İran desenleri işlenmiştir. 1891 yılında başlayan bu müdahale 1915 yılına kadar sürmüştür. İngiliz Halı Ortaklığı’nın 1. Cihan Savaşı’nı takiben tezgahlarını bırakıp Sivas’tan ayrılmalarından sonra bu işe Sivaslı tüccarlar talip olmuştur. Bunlar da daha öncekiler gibi ticareti ön planda tuttukları için eski desenleri kullanmışlardır.
1927’li yıllarda Sivas Sanatlar Evi’nin bu işe müdahale etmesi sonucu İran zevkinin yanı sıra Türk zevki de başlamıştır. Aslen Şarkışlalı olan Rasim Çeliker’in bu işte emeği büyüktür. Halen Kongre Müzesi’nde sergilenmekte olan halıların büyük bir kısmı bu döneme aittir. Türk zevki ve Türk deseni bu dönemde(1927-1946) dokunan halılarda açıkça görülmektedir.
Yeri gelmişken bir konuya da temaz etmeden geçemeyeceğim. Bu da desen meselesi. Bilindiği gibi Sivas halılarında İran desenlerinin etkisi büyüktür. Yalnız İran deseni adını verdiğimiz bu desenler aslında Türk desenleridir. Nitekim Reşat Benerli de “Halıcılığımız” adını taşıyan makalesinde bu konuya temas etmiştir. “…İran’da bugün bile bilhassa Türk boylarının bulundukları mıntıkalarda halı dokunur. Kaşkariler, Azeriler…hep halı dokurlar. Hatta ahalisi tamaman Farisi olan Kirman ve Keşan’da bile halı dokuyanlar, oralara giden Azerbeycan Türkleri’dir.” [22]
Yine bilindiği gibi halı, Orta Asya’da, eski Türk illerinde doğmuştur. İran’a da bu yolla girmiştir. Bu hatırlatmadan sonra asıl konumuza geçebiliriz.
1950’li yılarda Sivas halısı dokuma işini Sivas Yarı Açık Cezaevi üstlenince tamamen yerli kaynaklara dönülmeye başlandı. Daha önce envanterlerinde yer alan Tebriz, Buhara, Semerkant, Afgan, İsfahan… modellerinin yanı sıra Sivas Gökmedrese kapı süslemelerinden esinlenerek yeni modeller yaratıldı. Ayrıca desinatör Hamdi Berdi tarafından aslı Viyana müzelerinde bulunan 16.yüzyıl Türk halılarının modelleri çizilerek tezgahlarımızda dokunmaya başlandı. Bu da gösteriyor ki 1950 yılından sonra eski desenlerden mümkün olduğu kadar uzaklaşılmış, Selçuklu ve Osmanlı halı desenleri ile geleneksel Sivas desenleri, Sivas halısına hakim olmaya başlamıştır.
Sivas halıları için ikinci bir eleştiri konusu da düğüm çeşitleridir. Bilindiği gibi Türk halıları, Orta Asya’dan bu yana Gördes Türk düğümü dediğimiz kapalı düğümle dokunmuştur. Fakat Sivas halısı dediğimiz 20. Yüzyıl başlarında ortaya çıkan yeni halı tipinde Sine-İran dediğimiz açık düğüm kullanılmaktadır. Bu düğüm daha önce, yani İngiliz halı şirketlerinin müdahalesinden önce geleneksel Sivas halılarında kullanılıyor muydu? Bunu bilmiyoruz. Yalnız, Zehra Özgür bir makalesinde Sine-İran düğümünün 16. Yüzyıldan itibaren Anadolu’ya girmeye başladığını belirtmektedir. Sayın Özgür. Adı geçen makalesinde şöyle demektedir: “… 16. Yüzyıldan itibaren halı desenlerinde karakter değişmeleri ani ve barizdir. Bununla Osmanlı İmparatorluğunun tarihi inkişafı ile paralel gittiği görülmektedir. 1514’te Tebriz’e, 1517’de Mısır’a giren Osmanlılar, İran ve Memlük halı sanatı ile yakından temas etmişlerdir. Gerçi bu değişmede hiçbir surette İran ve Memlük halılarından iktibas edilmiş desenler görülmemiştir. Ancak İran düğüm tarzı bu tarihten sonra Anadolu’ya girmiştir.”[23]
Prof.Dr.Şerare Yetkin’in bu konudaki düşünceleri de şöyledir: “… Şöyle ki Sivas halıları Gördes veya Türk düğümü ile değil, Sine-İran düğümü ile dokunmaktadır. Bu, Sivas halılarının kalitesini düşürmez, yükseltir.” [24]
Bilindiği gibi Sivas Halıları da karede 60×60 veya 50×50 kalite ile dokunmaktadır. Yani halının dm. karesinde 3600 veya 2500 düğüm vardır. Hereke’nin dışında hiçbir halı üretim merkezinde bu sıklıkta düğüm atılmamaktadır(Sivas tipi halı dokuyan cezaevleri hariç). Düğüm sayısı arttıkça kalite yükselir ve desenler belirgin bir hal alır.
Halen dokunmakta olan yüz model üzerinde(buna sicil diyorlar) beyaz, bakırı, lacivert, gülkurusu renklerin zemine hakim olduğunu tespit ettik. Ayrıca kırmızı, sarı ve deve tüyü renkler de zeminde kullanılmıştır. Halen Sivas’taki iki büyük atölyede 17-20 arasında değişen renklerle bordür ve zemindeki desenler dokunmaktadır. Bu kadar renk zenginliği diğer merkezdeki halılarda pek az görülür. Sivas halıları daha çok serpme desenlidir. Halının üzeri çiçeklerle bezelidir. Bunu ilkbaharda kırlara serpilmiş çiçeklere benzetebiliriz. Toplu ve göbekle halılar daha azdır.
Sivas halısını tanıtan bu genel bilgiden sonra atölyelere geçebiliriz.
Sivas Yarı Açık Cezaevi Halı Atölyesi
a.Atölyenin yeri: Atölye, Hükümet Meydanı’nı Anadolu Lisesine bağlayan ana caddenin sağ tarafında bulunmaktadır. Tam karşısında Endüstri Meslek Lisesinin atölyeleri vardır. Sivas halkı bu semte “Kabak Yazısı” adını vermiştir.
b.Atölyenin kuruluş tarihi: Atölye, 1.07.1949 tarihinde resmen kurulmakla beraber, 1950 yılında üretime geçmiştir.
c.Tezgah sayısı: Kuruluşta 8 tezgahla işe başlayan atölye 1984 yılında 155 tezgahla üretim yapmaktadır. Erkekler bölümünde 124, kadınlar bölümünde 31 tezgah bulunmaktadır.
d.Tezgah tipi: Halılar sarma tezgahlarda dokunmaktadır. Genellikle bir tezgahta üç işçi çalışmaktadır.
e.Atölyede dokunan halı çeşitleri: Atölyede üç çeşit halı dokunmaktadır:
1.Taban halısı
2.Kelle
3.Seccade
f. Atölyede dokunan halıların özellikleri:
1.Taban Halısı
Taban halıları 60×60 veya 50×50 kalitede dokunmaktadır. Halen 11 model üzerinde çalışılmaktadır. Bu halıların boyut ve alanları 2.18 x 3.10= 6.7580 m kare ile 2.72 x 3.72= 10.1184 m kare arasında değişmektedir.
Zeminde kiremit bakırı, gül kurusu, lacivert, limon küfü, deve tüyü ve krem beyaz renkler kullanılmaktadır. Halılar genellikle serpmedir. Göbekli halı pek azdır. Bu halılar “Serpme Buhara, Göbekli Çamursaray, Serpme Lalezar, Kır Çiçekli El Devri, Göbekli Menderes…” gibi adlarla adlandırılmıştır. Hayvan figürlü halılar pek azdır. Hav yüksekliği 0.7 mm’dir. Taban halıları 16-18 ay arasında dokunmaktadır.
2.Kelle
Kelle adı verilen halılar da 60 x 60 veya 50 x x5o kalitede dokunmaktadır. Halen üç model üzerinde çalışılmaktadır. 1.94 x 2.70 = 5.238 m. kare halılara kelle denilmektedir. Bu halılar da genellikle serpmedir. Zeminde kiremit, gül kurusu ve lacivert renkler kullanılmıştır. Yılda 60 adet kelle halı üretilmektedir. 6-10 ay arasında dokunmaktadır. Bu halılarda hav yüksekliği 0.7 mm’ dir.
3.Seccade
Bunlar da 60 x 60 veya 50 x 50 kalitede dokunmaktadır. Halen yedi model üzerinde çalışılmaktadır. Seccadelerin boyutları ve alanları 138 x 2.10 = 2.8980 ile
1.72 x 2.65 = 4.5580 m kare arasında değişmektedir. Zeminde gül kurusu, şarabi, krem beyazı, bakırı, lacivert… gibi renkler kullanılmıştır. Toplu, göbekli ve serpme desenlidir. Hav yüksekliği 0.7 mm’dir 6-7 ay arasında dokunmaktadır. Yılda 120 seccade üretilmektedir.
g. Atölyenin yıllık halı üretimi: Üretim, yılda 900-1000 m. kare arasında değişmektedir.
h. Maliyet ve satış: Pamuk ipliği ve yün ipi tamamen bu atölyenin diğer bölümlerinde ve hükümlüler tarafından yapıldığı için maliyet haliyle düşük olmaktadır. Tezgahta çalışan hükümlüler de piyasada çalışan işçilerden farklı bir ücrete tabidir. Bu nedenle maliyet için bir rakam veremeyeceğiz. Sonra satışlar daha çok resmi dairelerin ihtiyaçlarına cevap verecek şekildedir. Dış piyasalarda m karesi 175.000-250.000 Tl. arasında değişen Sivas halısının bu atölyedeki satış fiyatları şöyledir:
60 x 60 kalite halının m karesi 45.000 Tl.
50 x 50 kalite halının m karesi 40.000 Tl’dir.
i. Sivas halısı dokuyan diğer cezaevleri:
Cezaevlerinde halıcılığın ele alınması, memleket halıcılığının kalkınmasında, dirilmesinde ve geleceği yönelmesinde önemli bir adım olmuştur. Hükümlü vatandaşlarımızın emeğini değerlendiren, devlet bütçesi üzerinde tüketici bir durumdan kurtarmak ve topluma faydalı birer insan olarak iade edebilmek için Sivas, Isparta, Kayseri, Yozgat, Burdur, Konya, Kastamonu, Aksaray, Niğde, Kırşehir, Çankırı, Bursa, Kocaeli, Elazığ, Bitlis, Amasya ve Artvin cezaevlerinde 1984 yılı itibariyle 800 adet halı tezgahı kurulmuştur.
60 x 60 ve 50 x 50 kaliteli Sivas halıları, Sivas Yarıaçık Cezaevi dışında Kastamonu, Çorum, Amasya, Elazığ cezaevleri ile Niğde Yeni Cezaevinde dokunmaktadır.
Sivas Yarıaçık Cezaevinde Dokunan Halıların Teknik Özellikleri
1.Düğüm çeşidi:
Sivas cezaevi halı atölyesinde dokunmakta olan halılarda Sine-İran(açık düğüm) düğümü kullanılmaktadır. Sine, Batı İran’da küçük bir kasabanın adıdır. Bu düğümde renkli yün ipliğinin yalnız bir ucu çözgünün birinin etrafına sarılır. Diğer ucu ise sarılmadan çözgü ipinin arkasından üste çıkarılır. Sine-İran düğümünde, renkli yün ipliklerinin uçları birbirlerine daha yakın olduğundan bu şekilde dokunan halılar daha yumuşak ve renkleri parlak olur. Örnekleri daha seçkindir. Yalnız düğüm ucunun birisi serbest bırakıldığı için Gördes düğümü kadar sağlam değildir.
2.Düğüm sayısı(kalite):
Daha önceki bölümlerde de belirttiğimiz gibi Sivas halıları 60 x 60 veya 50 x 50 kalitede dokunur. Halının kalitesi halının 10 cm karesine isabet eden endeki çözgü teli ile ilme sırası sayısıdır.
Bir örnek verecek olursak, 60 x 60 kalite denildiği zaman eninde 10 cm’de 60 tel, boyunda 10 cm’de 60 sıra bulunmasıdır. 60 x 60 kalite bir halının 1 dm karesinde 3600, 1 m karesinde 360.000 düğüm vardır. 1 cm karede ise 36 düğüm bulunur.
Düğüm sayısı arttıkça renkler canlılaşır ve desenler ortaya çıkar. Halılar bir tablo güzelliğini alır. Düğüm sayısı azaldıkça desen, kaba bir görünüm alır. Sık düğümlü halılarda desenleri en ince ayrıntılarına kadar görebiliriz. Sivas halıları bu özellikleri ile diğer halılardan üstündür. Her halı zevkle seyredilen bir tablo gibidir.
3. Çözgü(Eriş):
Bilindiği gibi erişi meydana getiren tel sayısını hesaplamada düğüm sayısı hesaba katılır. Şöyle ki: 2.18 eninde ve 3.10 boyunda bir taban halısı dokunduğunu düşünelim. Bunu 60 x 60 kalitede dokuyorsak 2.18 x 60 = 1308 tel kullanırız. 50 x 50 kalitede dokuyorsak 2.18. x 50 = 1090 tel kullanırız.
60 x 60 kalite Sivas halısında 20/10 numara; 50 x 5o kalite Sivas halısında 20/11 numara pamuk ipliği kullanılmaktadır. Bunların büküm sayısı 200’dür.
4. Atkı ipliği(kayar):
İki çeşit kayar vardır: İnce kayar, 10 numaralı pamuk ipliğinden, kalın kayar ise 11 numaralı pamuk ipliğinden oluşur. Halıyı sağlam tutan ince kayardır. Düğüm atma işi bitince kalın kayar çekilir. Daha sonra ince kayar çekilir. Kirkitle sıkıştırılır. Tekrar düğüm atılmaya başlanır. Geleneksel köy halılarında ince kayar kullanılmaz.
1 m kare halıda 1.5 kg. çözgü ve atkı ipliği kullanılır.
5. İlme ipliği:
Sivas halılarında 60 x 60 kalitede 3.5 ve 50 x 50 kalitede 3.3. numara yün ipliği kullanılır. Bunların büküm sayısı 120-140 arasında değişir. Yine 1 m kare halıda 5.5. kg yün ipliği kullanılır.
Renk zenginliği: Sivas halılarındaki renk zenginliği, onu diğer halılardan üstün kılan özelliklerden birisidir. Bir halıda 17 ile 24’e kadar çıkan çeşitli renkler kullanılır. Bunlar hem zeminde, hem desenlerde kullanılır. Renk çeşitlerini şöylece sıralayabiliriz:
Kiremit, beyaz, siyah, sarı kan kırmızı(şarabi), yeşil, kötü yeşil, pembe, lacivert, deniz, iyi yeşil, iyi mavi, kötü mavi, gül kurusu, bakır, deve tüyü, portakal(turunç)…
Sivas Yarıaçık Cezaevinde Dokunan Halıların Desen ve Motif Özellikleri
Bu bölümde Sivas Yarıaçık Cezaevi envanterinde yer alan 100 adet Sivas halısından bir kısmı desen ve motif özellikleri ile tanıtılacaktır.
Bilindiği gibi Sivas halısı başlangıçta tamamen İran etkisi altında kalmış ve daha sonraki yıllarda(1930 sonrası) Türk desen ve motiflerine dönülmüştür. Bu nedenle Sivas halılarını desen ve motif yönünden iki grupta toplayabiliriz:
a.İran tesirindeki halılar
b.Türk desenli halılar
a.İran tesirindeki halılar:
Bu halılar Buhara, İsfahan, Tebriz yöresinde dokunan halıların özelliklerini taşır. Taban halılarında İran tesiri devam ederken, seccadelerde bu tesir azalmıştır. İran halılarının zeminlerinin hemen hemen tamamının motiflerle kapalı olması, düz zemine yer verilmemesi, onları Türk halılarından ayıran önemli özelliktir.
1.Buhara:
60 x 60 kalitede, 2.49 x 3.47 boyutlarında, lacivert zeminli serpme taban halısıdır. 39 sicil no ile envantere kayıtlıdır. 16. Yüzyılda dokunmuştur. Aslı Viyana Müzesindedir. Desinatör Hamdi Berdi tarafından modeli getirilmiştir. Lacivert zeminli taban halısı olup, serpme çiçek ve dalları ile klasik Türk tarzı dışında bir hususiyet bir güzellik taşımaktadır. Büyük kenar suyu bakırı, küçük kenar suyu bej olup muhattır.
2.İsfahan:
50 x 50 kalitede, 2.98 x 4.29 boyutlarında çağla yeşili zeminli göbekli taban halısıdır. 51 sicil no ile envantere kayıtlıdır. İsfahan tarzının klasik nümunelerinden olup göbekli ve erik çiçekli bir taban halısıdır. Çağla yeşili zemini ayrı bir hususiyet vermektedir. Gül kurusu, beyaz ve mavi kenar suları ile muhattır.
3.Tebriz:
50 x 50 kalitede, 1.47 x 2.52 boyutlarında, beyaz zeminli, göbekli seccadedir. Beyaz zemin üzerine, şarabi göbekli, sık ve bol hayvan-bitki figürlü, köşe ve göbek içinde kuş motifleri ile müzeyyen bir seccade olup Tebriz tipidir. Bu seccadenin aslı Tebriz halısı diye meşhur olup, koleksiyonlarda yer almıştır. Kenar suyundaki sandık motifleri içinde yer alan Acem beyitleri çıkarılmış, yerine Türk bulut motifleri konmuştur. Lacivert, koyu mavi ve şarabi kenar suları ile muhattır.
b. Türk desenli halılar:
Bu halılar Selçuklu, Osmanlı ve yöresel desenli halılardır. Cumhuriyetten sonra Türkiye haritası, Atatürk’ün vecizesi, Kongre binası gibi desenler de işlenmiştir.
1. Selçuklu:
50 x 5o kalitede, 2.42 x 3. 24 boyutlarında, lacivert zeminli, göbekli taban halısıdır. 56 sicil no ile envantere kayıtlıdır.
Lacivert zemin üzerine deniz yeşili motifler içinde Selçuki tarzında şekilleri ihtiva eden zemin üzerinde lale, karanfil ve sümbüllerle müzeyyen klasik, Türk tipi bir taban halısı olup, kenar suları yine Türk motifleriyle gül kurusu, mavi zemin üzerinde tertip edilmiştir.
2.Osmanlı:
50 x 50 kalitede, 2.74 x 3. 91 boyutlarında, bakıri göbekli taban halısıdır. 28 sicil no ile envantere kayıtlıdır. 16. Asrın motiflerini ve orijinal renklerini ihtiva etmektedir. Aslı Viyana Müzesinde olup , modeli Hamdi Berdi tarafından temin edilmiştir. Lacivert kenar suyu ve zemini tamamen Türk motif ve renkleri ile bezenmiş; ayrıca lacivert yanında bakırı yeşil kenar suları vardır.
3.Cumhuriyet:
22 sicil numaralı halı: 50 x 50 kalitede, 2.03 x 3.00 boyutlarında lacivert zeminli, serpme çiçekli taban halısıdır. Sivas’ta Gök Medrese’den adapte edilmiş devri bir modeldir.
Ayrıca Cumhuriyet döneminde yapılmış resimli halılar da vardır. Bunların çoğu o dönemde(1927-1946) Sivas Sanatlar evinde dokunmuştur. Bir fikir vermek bakımından üç halı örneği üzerinde duracağız.
16 sicil numaralı halı: 50 x 50 kalitede, 0.62 x 0.83 boyutlarında beyaz seccade. Atatürk’ün Sivas’ı ziyaretlerinde. Sivas Lisesi Defter-i Mahsusu’na yazdıkları el yazısı ile Sivas Lisesinin resmini havidir.
55 sicil numaralı halı: 60 x 60 kalitede, o.47 x 0.62 boyutlarında beyaz seccade. Krem zemin üzerine Atatürk’ün büst fotoğrafı afiş tarzında tersim edilerek yapılmıştır.
57 sicil numaralı halı: 60 x 60 kaltade, 1.06 x 2.16 boyutlarında beyaz seccade. Türkiye’nin idari taksimatını gösterir duvar halısı. Kenar suyu Gökmedrese’den alınmış Selçuklu motifleri vardır. [25]
Özel İdare Halıcılık Sanayii Okulu Atölyeleri
a.Atölyenin yeri(merkez):
Özel İdare Halıcılık Sanayii Okulu merkez atölyesi Bezirci semtindedir. Sivas Kız Meslek Lisesinin karşısına düşmektedir.
b.Kuruluş Tarihi:
1956 senesinde Sumerbank Genel Müdürlüğüne bağlı bir halı atölyesi olarak kurulmuştur. Ancak bu kuruluş kısa ömürlü olmuş, 1962 yılında faaliyetine son vermek zorunda kalmıştır. Kapanan bu tesisler 1962 yılında zamanın Sivas Valisi Mehmet Varinli’nin gayretleri ile Sumrebank’tan , Özel İdare adına satın alınarak 10.12.1963 tarihinde yeniden faaliyete geçirilmiştir. Bu tarihten itibaren atölyenin adı “Sivas Özel İdare Sanayii Okulu” olmuştur.
c.Tezgah sayısı:
1963 yılında 5 tezgah ile işe başlayan okul, 1964 senesinde 60 tezgah’a ulaşmıştır. Bu okula bağlı olarak 1972 yılında Şarkışla Deliilyas kasabasında, 1973 yılında Samankaya köyünde, 1981 yılında Ulaş kasabasında ve 1983 yılında İmranlı ilçe merkezinde okulun şubeleri kurulmuştur. Bu şubelere ilaveten 1984 yılı Temmuz ayı içerisinde Şarkışla ilçe merkezinde ve Sivas merkez Çayboyu köyünde yaptırılan atölyeler faaliyete geçirilmiştir.
Kalıcı olarak kurulan bu Halıcılık Sanayii Okulu şubeleri haricinde halıcılığı yaymak amacıyla Sivas merkez Beştepe ve Karayün köyünde , merkez Celalli bucağında, Yıldızeli, Kangal ve Hafik ilçe merkezlerinde, Suşehri Gölova kasabasında geçici atölyeler kurulmuş ve 822 öğrenciye halı dokutulması öğretilmiştir.
1984 yılında faaliyet gösteren atölyeler:
Merkezin adı tezgah sayısı
1.Merkez 30
2.Deliilyas 18
3.İmranlı 10
4.Ulaş 8
5.Çayboyu 10
6.Şarkışla 30
Toplam: 106 tezgah
Bu atölyeler 1984 yılında 4 usta, bir desinatör ve 200’e yakın öğrenci ile faaliyet göstermekteydi.
d.Tezgah tipi:
Yarıaçık Cezaevi atölyelerinde olduğu gibi bu atölyede de sarma tezgah kullanılmaktadır.
e. Atölyede dokunan halı çeşitleri:
Sanayi Okulunun atölyelerinde taban halısı, kelle ve seccade olmak üzere üç çeşit halı dokunmaktadır.
f. Teknik Özellikler:
Halılar Sivas halısı tipi olup 60 x 60 kalitede Sine-İran düğümü ile dokunmaktadır.
g.Atölyenin yıllık halı üretimi:
Yıllar itibariyle
Yıl Üretim( m kare)
- 110
- 210
1981 300
- 328
- 400(tahmin)
Merkez itibariyle(1983)
Merkez 150 m kare.
Deliilyas 100 m kare
İmranlı 50 m kare
Ulaş 30 m kare
Toplam: 328 m kare
h.Maliyet ve satış:
Halıların dokunmasında kullanılan malzeme(yün ve pamuk ipliği) tamamen Sumerbank’ın Isparta tesislerinden elde edilmektedir. Halı dokuyan kız öğrencilere 1984 yılı itibariyle 1000 ilmede 80 Tl ücret ödenmektedir.
Satışlar her yıl İstanbul’da açık artırma ile yapılmaktadır. 1983 yılında 60 x 60 kalite Sivas halısının serbest piyasadaki değeri 1 m karesi 175.000 Tl. idi. 1984 yılında 225.000 Tl. tahmin edilmektedir. Görüldüğü gibi siparişe göre halı dokunmaktadır.
i.Desen ve motif özellikleri:
1984 yılı itibariyle okulun tezgahlarında 24 çeşit motif işlenmektedir. Buhara, Ferehan, İsfahan, Tebriz, Keşan… motifleri Sivas Yarıaçık Cezaevinden alınmıştır. Bir kısım motif de Sumerbank’tan temin edilmiştir. Ayrıcı Şarkışla ilçesinden alınan 5 ayrı motif de tezgahların zenginliğini artırmaktadır.[26]
Yaşları 12-15 arasında değişen sevimli ve becerikli Türk kızlarının dokuduğu bu halılar gerçekten bir tablo gibidir.[27]
Sivas Halısı Dışında Halı Dokutan Kuruluşlar
Kutlu Özen
Giriş: Sivas ilinde, Sivas halısı adını verdiğimiz halı çeşitleri dışında Hereke, Isparta… tipi halılar da çeşitli kuruluşlar tarafından dokutulmaktadır. Bu bölümde çeşitli kuruluşların faaliyetleri hakkında bilgi verilecektir.
Sumerbank Halıcılık Bölge Müdürlüğü
1.Kuruluş:
Bilindiği gibi Sumrebank Genel Müdürlüğü ilk defa 1959 yılında, Sivas ilinde halı dokutmaya başlamış; ancak bu çalışma uzun ömürlü olmamıştır. 1962 yılında halı dokutma işine son verilmiştir.
Uzun bir aradan sonra, 1977 yılında bu merkez “Sumerbank Halıcılık Bölge Müdürlüğü” adı altında yeniden çalışmaya başlamıştır. 1980 yılından sonra Sivas ili dışındaki merkezler de bu teşkilata bağlanmıştır. Bunlar Erzincan ve Tunceli illeridir. Bütün bu merkezlerde Hereke tipi 60 x 60 kalite halılar dokunmaktadır.
2.Kuruluşun idare yeri:
Sumerbank Halıcılık Bölge Müdürlüğünün idari binası Vakıf İş Hanında bulunmaktadır.
3.Atölyeler:
Atölyeler Sivas, Erzincan ve Tunceli vilayetinin çeşitli yerleşim yerlerine dağılmıştır. Sivas ilindeki atölyeler şunlardır:
Merkezin adı Tezgah sayısı Dokuyucu sayısı
Merkez ilçe 12 26
Gemerek 32 65
Şarkışla 20 42
Gürün 16 35
Kangal 10 22
Suşehri 25 60
Toplam: 115 Toplam 250
4.Yıllara göre halı üretimi(Sivas):
1978 Üretime başlama
1979 64 m kare
1980 201 m kare
1981 177 m kare
1982 304 m kare
1983 332 m kare
1984 402 m kare (tahmin)
5. Maliyet ve satış:
a.İşçilik: Bilindiği gibi halı dokumada işçilik ücreti 1000 düğüm esasına göre hesaplanmaktadır. Bu kuruluşta 1000 düğüme 80 Tl. ödenmektedir. Hatasız dokumalarda ayrıca 5 Tl. pirim verilmektedir.
b.İşletme: 1 m. karede 8.000 Tl.
c. Yün ve pamuk ipliği:
Yün(ilme ipliği): 1 m. karede 5-5.5. kg yün(ilme) ipliği kullanılmaktadır. 3.5 numara yün ipinin kg. 1558 Tl. dir. Dokuyucuya m. karede 500 gr. Kırpıntı hakkı tanınmaktadır.
Çözgü: 20/12 çift büküm pamuk ipliği kullanılmaktadır. Kg. 1309 Tl.
Atkı(kayar): İnce kayar için 20/6 pamuk ipliği kullanılmaktadır. Fiyatı kg. 1309 Tl. dir. Kalın kayarda 20/12 tek büküm pamuk ipliği kullanılmaktadır. 1 M. kare halıda ortalama 1.5 kg. pamuk ipliği kullanılmaktadır.
Buna göre 1984 rakamlarına göre 1 M. kare halının bu kuruluşa maliyeti 50.000 Tl. civarındadır. Halıların 1. M kare satış fiyatları 60-65.000 Tl. arasında değişmektedir.
6. Halı Tipi:
Bu kuruluşun atölyelerinde Hereke tipi (Gördes/Türk düğümlü) halılar dokunmaktadır. Motifler Sumerbank tarafından Türk motiflerinden esinlenerek hazırlanmıştır. Halıların hav yüksekliği 0.6-0.7 mm. arasında değişmektedir.[28]
Kooperatifler 15. Bölge Müdürlüğü
1.Kuruluş:
Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığı Teşkilatlanma ve Destekleme Genel Müdürlüğüne bağlı bir kuruluştur.
Kooperatifler 15. Bölge Müdürlüğü 1972 yılında kurulmuştur. Kuruluşta il müdürlüğü iken 1975 yılında bölge müdürlüğü olmuştur. Sivas ve Tokat illeri bu bölgeye bağlıdır.
2.Kuruluşun idari yeri:
İdari bina Şirinevler, Cuma pazarı civarındadır. Bu bina 1982 Aralık ayında hizmete girmiştir.
3. Atölyeler:
Bölge müdürlüğü, 1973-1983 yılları arasında Sivas ilinde 37 köy biriminde kurs açmış ve bu kurslardan 879 kursiyer mezun olmuştur. Gezici köy kurslarında kursiyerlere 26 x 33 kalite halı(Isparta tipi) dokutulması öğretilmiştir.
Kurs faaliyetleri en az 25 kursiyer, bir usta öğretici, 3 tezgahtan oluşan üç aylık kurslar şeklindedir. 1984 yılında Hafik-Doğanşar, Hafik-Celali ve İmranlı-Sarı Çubuk olmak üzere üç yerde faaliyet göstermiştir.
Kooperatif faaliyetleri, dağlık, ziraata elverişsiz, iş imkanlarının az olduğu köylerde 50-100 tezgahlık projeler halinde ve kooperatif ortaklığı şeklinde dokutulmaktadır. 1984 yılı itibariyle bu şekilde faaliyet gösteren 9 yerleşim biri vardı. Bunlar Kangal Alacahan ve Soğukpınar, Gürün Suçatı ve Merkez, Suşehri Taşbayır, Şarkışla Samankaya, Yıldızeli Sarıçal, Kaman ve Topulyurt’tur.
El Sanatları Eğitim Merkezi Müdürlüğü
1.Kuruluş:
1966 yılında, Köy İşleri Bakanlığına bağlı bir müdürlük halinde kurulmuştur. Erzincan, Tokat, Amasya, Samsun, Giresun, Ordu, Nevşehir, Kırşehir, Yozgat, Kayseri ve Niğde illeri bu müdürlüğe bağlıdır.
2.Kuruluşun idari yeri:
Sivas El Sanatları Eğitim Merkezi Müdürlüğü, Kooperatifler 15. Bölge Müdürlüğünün bulunduğu binada faaliyet göstermektedir.
3.Atölyeler ve atölye faaliyetleri:
Eğitim merkezine bağlı illerin, köy ve kasabalarda oturan 14-20 yaş grubu arasındaki kız çocukları, eğitim merkezindeki binada yatılı olarak 8 aylık bir kursa tabi tutulmaktadır. Her kursa 80 öğrenci çağırılmaktadır.
Sekiz ay süreli kurslarda halı, kilim ve ipek halıcılığın yanı sıra kursiyer kızlara biçki, dikiş, ev ekonomisi dersleri de verilmektedir.
Bu şekilde faaliyet gösteren yedi eğitim merkezi daha vardır. Bunlar; Bilecik, Kastamonu, Düzce, Elazığ-Ağın, Kars, Mersin ve Muş El Sanatları Eğitim Merkezi Müdürlükleridir.
Kursiyer öğrencilere sırasıyla: 20 x 33, 30 x 30, 40 x 40, 50 x 50 kaliteli halıların dokunması öğretilmektedir.
Geleneksel Sivas Halıcılığının Bugünkü Durumu
(2003)
Kutlu Özen
Giriş: “Sivas Halısı” adını verdiğimiz Sivas tipi Sivas halısı dışında, Sivas köylerinde geleneksel yöntemlerle dokunan ve yöreye özgü renk ve desen uyumu içinde olan halılar da vardır. Biz bunlara “geleneksel Sivas halısı” diyoruz.
Bu bölümde sözünü edeceğimiz, geleneksel Sivas halıları konusunda bugüne kadar bilimsel bir çalışma yapılmamıştır. Yapılan çalışmalar da bireysel birkaç makaleden öteye gitmemiştir.
Yakın zamanlara kadar Doğu Anadolu Bölgesi’nin halılarının da durumu böyle idi. Yabancı birkaç araştırmacıyı bir kenara bırakırsak bu konudaki ilk ciddi araştırma Neriman Görgünay tarafından yapılmıştır. Geleneksel Sivas halılarını anlatırken bu eserden de alıntılar yapacağız.[29]
Geleneksel halı dokuyan yerleşim yerleri
Giriş: Sivas, Orta Anadolu Bölgesi’nin doğu kesiminde, Yukarı Kızılırmak Havzasında yer alır. Ekonomisi tarıma dayalı bir il olduğundan, nüfusu kırsal nitelik taşımaktadır. 1980’de 750 bini aşan il nüfusunun 477 bini; yani nüfusun % 63’ü köy ve bucaklarda oturmakta idi.[30]
Kırsal kesim, iklim şartlarından ötürü yılın ¾’nü evlerinde geçirmek zorundadır. Geriye kalan zamanlarını tarımla geçirmektedir(1984). Bu nedenle boş kalan zamanlarını halı, kilim, cecim… gibi sergi unsurlarını dokuyarak değerlendirmek zorundadır. Kırsal kesimde dokunmakta olan halı ve kilimler aslında ticari amaçtan ziyade ev ihtiyaçlarını karşılamak, kızların çeyizlerini tamamlamak amacıyla dokunmaktadır. Geleneksel Sivas halısı ve kilimi dokuyan merkezler için belirli bir sayı vermek oldukça zordur. Biz bu çalışmamızda önemli merkezleri tanıtmaya çalışacağız.
Divriği İlçesi:
Divriği, Sivas’a 169 km. uzaklıkta, 41.420 nüfuslu ve 107 köyü bulunan bir ilçe merkezidir. Divriği ilçesinde halı ve kilim dokumacılığı daha çok “Aşudu” adı verilen yörede yaygındır. Höbek, Avşarcık, Kuluncak, Karasar, Yalnızsöğüt, Çüksüzer, Yellice köyleri Aşudu yöresinde yer alır. En iyi halı ve kilimler Höbek ile Yellice’de dokunmaktadır.
Yine “Çamşıhı” yöresinde Çakırağa ve Kırkgöz, Danişment yöresinde Selimoğlu, Ortaköy, Murçinge köylerinde halı ve kilim dokunmaktadır. Gezey ve Bağdere köylerinde cecim ve çul dokunur. Karageban nahiyesine bağlı köylerde halı ve kilim dokunmaktadır.
Gemerek İlçesi:
Gemerek, Sivas’a 112 km. uzaklıkta 35.000 nüfuslu ve 38 köyü bulunan bir ilçe merkezidir. Gemerek’in bazı köylerinde kilim dokunmaktadır.
Gürün İlçesi:
Gürün, Sivas’a 154 km. uzaklıkta, 35. 520 nüfuslu ve 61 köyü bulunan bir ilçe merkezidir. Geleneksel halı ve kilim dokuma Konakpınar nahiyesine bağlı köylerde yapılmaktadır.
Hafik İlçesi:
Hafik, Sivas’a 30 km. uzaklıkta 44.481 nüfuslu ve 106 köyü bulunan bir ilçe merkezidir. Geleneksel nitelikteki halı ve kilim dokumacılığı Pir Hüseyin, Kurugöl, Ornovut, Kesirik ve Demircik köylerinde yapılmaktadır.
İmranlı İlçesi:
İmranlı, Sivas’a 93 km. uzaklıkta 29.657 nüfuslu ve 99 köyü bulunan bir ilçe merkezidir. Yörede halı ve kilim dokumacılığı yaygın olmakla birlikte özellikle Karacaören nahiyesinde cecim, Boğazören, Karapınar ve Karataş köylerinde halı, Bolucan nahiyesinde sedir halısı ve halı yastık dokunmaktadır.
Kangal İlçesi:
Kangal, Sivas’a 101 km. uzaklıkta, 54.498 nüfuslu ve 124 köyü bulunan bir yerleşim merkezidir. Bektaş, Kuzukaya, İğdelidede, Çavdar, Alibey Köy, Dışlık, Bulak, Küllük, Güneşli, Karagöl, Törnük, Kangal Mescidi, Mancınık ve Hamal köylerinde halı ve kilim dokunmaktadır.
Koyulhisar İlçesi:
Koyulhisar, Sivas’a 172 km. uzaklıkta 26.670 nüfuslu ve 45 köyü bulunan bir ilçe merkezidir. Yörede daha çok kilim dokumacılığı vardır.
Suşehri İlçesi:
Suşehri, Sivas’a 131 km. uzaklıkta, 58.089 nüfuslu ve 131 köyü bulunan bir yerleşim merkezidir. Halı ve kilim Polat deresi köyleri ile Gemin Beli köylerinde dokunmaktadır.
Şarkışla İlçesi:
Şarkışla, Sivas’a 79 km. uzaklıkta, 64.298 nüfuslu ve 110 köyü bulunan bir ilçe merkezidir. Sivas’ın en önemli halı ve kilim dokuma merkezlerinden biridir. Elbeyli yöresindeki 42 pare köy ile Bedirli ve Kayadibi nahiyesine bağlı köylerde, Deliilyas ve Tonus havalisinde, bundan başka Ağcakışla ve Yahyalı’da daha çok kilim dokunmaktadır. Zaten Şarkışla denildiğinde akla kilim dokumacılığı gelir. Elbeyli yöresindeki Kavlak, Yapalı, Keçili köyleri kilimleri ile meşhurdur. Ayrıca bu bölgede “Tülüce” adı verilen bir çeşit halı-kilim dokunmaktadır. Buna Doğu Anadolu’da “Geve” adı verilmektedir. En güzel tülüceler “Emlek” yöresi köylerinde dokunmaktadır. Bu yörede halı yastık, makat halısı da dokunmaktadır. O zamanki(1935) Sivas Vali Vekili Fahrettin Başel, Kayadibi nahiyesinde dokunan halılardan övgü ile bahseder.[31]
Yıldızeli İlçesi:
Yıldızeli, Sivas’a 47 km. uzaklıkta, 73.235 nüfuslu ve 128 köyü bulunan bir ilçe merkezidir. Bu ilçenin merkezinde dokunan halı ve kilimler, Şarkışla yöresinde dokunan halı ve kilimlerin özelliklerini taşır. Büyük Ağören ve Direkli nahiyesine bağlı Kızılırmak boyundaki köylerin tümünde halı ve kilim dokunur. Şarkışla-Yıldızeli sınırı arasındaki köylerde dokunan kilimlere motiflerinden dolayı “aynalı kilim” denir. Ayrıca Yıldızeli köylerinde “budaklı” adı verilen kilimler de dokunur. Davulalan ve Katıralan’ın halı heybeleri meşhurdur. Kaman, Höyük, Sarıçal, Karakaya, Kale köyü, Yuvalı, Çayır ve Nallı köylerinde halı, halı yastık, makat halısı dokunmaktadır. 93 Muhacirleri’nin oturduğu köylerde “Karslı kilimi” adı verilen kilimler dokunur. Bu ilçemiz de önemli bir dokuma merkezidir.[32]
Zara İlçesi:
Zara, Sivas’a 61 km. uzaklıkta, 45.830 nüfuslu ve 131 köyü bulunan bir ilçe merkezidir. Bu yörede daha çok kilim dokunmaktadır. Halı ve kilim dokuyan köyler şunlardır: Kızılkale, Korkut, MahmutpaşaÇiftliği, Taşgöze, Girit, Demiryurt, Gümüşçevre, Tuzla Gözü, Osmanbey, Ekinli, Deredam, Kaplan, Aşağımescit, Becekli, Kızık, Çaypınar, Bağlama, Yayıközü, Bolucan yöresi.
Kullanılış biçimlerine göre halı çeşitleri
Sivas köylerinde sergi ihtiyaçları, tamamen köylüler tarafından üretilerek karşılanır. Her ev bunları ya dokur ya da köy içindeki birine ücret karşılığı dokutturur. Geniş nüfuslu zengin aileler, kış aylarında gelinlerine ve evdeki genç kızlarına halı ve kilim dokuttururlar. Bunlardan bir kısmını sergi için kullanırlarken, diğer bir kısmını cehiz olarak saklarlar. Çünkü, düğünden önce ve düğünden sonra her iki taraf da birbirlerine karşılıklı olarak halı ve kilim hediye ederler. Şarkışla-Elbeyli yöresi köylerinde düğün için en az 4 heybe dokunur. Bunlardan biri düğün kahyasına hediye edilir. Yine her genç kız en az bir adet halı seccade götürmek zorundadır. Yine her gelin, kocasının evine giderken en az 6 adet halı yastık ve bunlara yetecek kadar sedir halısı götürür. Bütün bunlar ya gelin tarafından ya da akrabaları tarafından dokunur. Fakat son yıllarda bu töre gittikçe azalmakta, bir kısım köylüler işin kolayına kaçarak ucuz olduğu için fabrika halısı alarak cehiz hazırlamaktadırlar. Bu da geleneksel halı ve kilim dokumacılığının giderek azalmasına neden olmaktadır.
Yörede dokunmakta olan halı çeşitlerini kullanım amaçlarına göre şöylece sıralayabiliriz:
- Makat(sedir) halısı
- Halı yastık
- Duvar halısı
- Taban halısı
- Tülüce
- Namazlık
- Heybe ve çanta
Makat(Sedir) halısı:
Köy evlerindeki oturma odalarında daha çok toprak sedirler bulunur. Köylüler bu sedirlere makat halısı adını verdiğimiz halıları sererler. Duvarlara da halı veya kilim yastık dayarlar. Köy evlerinde daha çok makat halısı kullanılır. Taban halısı hemen hemen hiç kullanılmaz. Ancak düğün, bayram gibi özel günlerde geçici olarak serilir.
Makat halıları evin sedirine göre dokunmakla beraber daha çok, 90 x 100, 90 x 105, 105 x 350 cm. boyutlarındadır. Bu halılar geleneksel ev mimarisinin hakim olduğu kasabalarda sergi unsuru olarak da kullanılmaktadır.
Yan halı: İki minderi örtecek büyüklükte dokunmuş olan makat halısına yan halı denilmektedir.
Halı yastık:
Kullanım alanı çok geniş olan bir halı çeşidi de yastık yüzü olarak dokunan halı yastıktır. Sivas yöresindeki yastıklarda şu ölçüler kullanılır: 45 x 95, 47 x 100, 50 x 100, 55 x 95 cm.
Bazı yerlerde yastık yüzleri kilimden yapılmaktadır. Bu çeşit yastıklara Şarkışla yöresinde “berdi yastık” adı verilmektedir. Berdi yastıklar daha çok zili tekniği ile dokunur. Yine Elbeyli yöresinde kilim dokuma tekniği ile dokunan yastık yüzlerine “çalma yastık” adı verilir.
Duvar halısı:
Taban halısına göre daha zariftir. Duvara asılır. Belli bir ölçüsü yoktur. Fakir evler duvarlarına kilim asarlar.
Taban halısı:
Odanın büyüklüğüne ve siparişe göre dokunur. Köylüler toprak tabana daha çok kilim ve çul sererler.
Halı seccade/namazlık:
Daha çok namazlık olarak bilinir. 105 x 165 boyutlarında dokunduğu gbi değişik ölçülerde dokunur.
Tülüce:
Bu çeşit dokumaya Doğu Anadolu Bölgesinde “geve” adı verilmektedir. Tülüce dokumalar kitabımızda ayrı bir makale olarak yazılacaktır.
Heybe ve çanta:
Heybeler günlük ihtiyaçları karşılamakta kullanılır. Çantalar daha çok turistik amaçlarla dokunmaktadır. Özellikle Şarkışla, Yıldızeli, Zara ve Kangal yörelerinde dokunan heybeler çok otantiktir. Yöreye has motifler taşırlar.
Halı heybelerin yanı sıra zili tekniği ile dokunan heybe ve çantalar da vardır. Kilim desenli heybeler yörede “çalma veya ferda” adı verilmektedir.
İyi pazarlandığı taktirde Sivas yöresinde dokunmakta olan çantalar, bölge için iyi bir gelir kaynağı olacaktır. Çünkü turistler ucuz olduğu için çantalara rağbet etmektedirler.
Halılarda kullanılan materyal ve bunların hazırlanması
a.Hammadde: Köylerde geleneksel yöntemlerle dokunan halılarda daha çok yün malzeme kullanılır. Pamuk ikinci sırayı alır. Görgünay, Doğu Anadolu Bölgesi halılarında bu oranı % 83.86 olarak tespit etmiştir. Bu oran, Sivas halıları için de geçerlidir.
b.Hammaddenin hazırlanması:
1.İp haline getirme: Atkı, çözgü ve ilmelerde kullanılan yün ipliği evlerde hazırlanır. Kırkımdan sonra yıkanıp temizlenen ve kurutulan elyaf, yün taraklarında taranır. Bu tarama sırasında yünler üç kısma ayrılır:
En uzun ve sağlam yünler eriş(çözgü) için ayrılır. Bunların bükülmesi ile elde edilen birinci kalite ipe “zulal” denir.
Orta boy yünlerden ikinci kalite ip elde edilir. Bu yünler ilme ve atkı(çalma, tapan) için ayrılır. İlme için ayrılan yün daha sonra bükülüp boyanarak kullanılır.
Çok kısa ve çöpürlü yünler üçüncü kalite elyaftır. Bunlar ancak yastık, minder, yorgan doldurmada kullanılır. Halı ve kilim dokumada kullanılmaz. Kalitesiz yünlere Divriği köylerinde “hırtiki” denir.[33]
Divriği köylerinde yün eğirmede daha çok ig(teşi) kullanılır. Görgünay, Doğu Anadolu’da dokunan halılarda kullanılan iplerin % 96.85’inin köylüler tarafından evlerde büküldüğünü tespit etmiştir. Yine Görgünay’a göre bu ipler düzgün ve standart değildir. Atkı, çözgü ve ilme ipleri birbirlerine çok yakın olmakla birlikte en fazla büklüm çözgü ipliğinde, en az büklüm ilme ipliğinde görülür. Halının iskeletini oluşturan çözgü ipliklerinin daha sağlam olması gerekir. İlmeleri sıkıştırmada kullanılan atkı iplerinde büklüm sayısı daha azdır.[34]
2.İplerin boyanması:
Evlerde bükülerek hazırlanan ilme ipleri, gene halı dokuyanlar tarafından evlerde boyanır. İlme iplerinin boyanmasında sentetik boyaların yanı sıra çevredeki doğal(toprak) boyalardan da faydalanılır. Ayrıca doğal bitki örtüsü de kullanılır.
Divriği ilçesi köylerinde ilme ipleri şu şekilde boyanır. Kaynak şahıs Hatice Yılmaz, boyama işini annesi Aşurey Ercan’dan öğrenmiştir. Yılmaz, kırmızı, çivit/lacivert , deve tüyü, siyah, yeşil, sarı, sıçan tüyü ve gök mavi olmak üzere sekiz çeşit rengin geleneksel usullerle elde edilmesini bilmektedir. Yılmaz, ip boyamada şu sırayı takip etmektedir:
Aşgarlama: İplikler boya işlemine girmeden önce aşgarlanır. Aşgarlama, yünün iyi boya tutması için yapılır. Aşgarlanmayan yünler boya tutmaz.
Aşgarlama sırasında “deve damağı” denilen, kuzukulağına çok benzeyen bir bitkinin yaprak ve kökleri toplanır. Bu bitki çok ekşidir. Toplanan kök ve yapraklar kazanda kaynatılır. Daha sonra ipler kazana atılır. Kazanda kaynatılan yünler bir müddet sonra kazandan çıkarılır. Bu kaynatma işlemine aşgarlama adı verilir. Aşgarlanan yünler o sırada kaynamakta olan diğer boya kazanlarından birine atılır. Aşgarlama bir çeşit asitleme, asitten geçirme oluyor.
Kırmızı: Sarmaşık cinsi, 1.30 cm. boyundaki “boya otu” tabir edilen bir bitkinin kökleri kazanda kaynatılır. Kaynatma sırasında tuz ve ekşi hamur da boyalı suya ilave edilir. Daha sonra iplikler kazana atılarak en az iki saat kaynatılır. Bu boyaya soğan kabuğu ve elma pürü(yaprağı) de ilave edilir. Bu bitkiler yüne parlaklık verir. Kazandan çıkarılan yün iplikler en az 15 gün açık havada kurutulur.
Kızılkavak ağacının kabukları da kırmızı boya yapımında kullanılmaktadır. İlkbaharda, kabukların oynak zamanı soyulan kabuklar, kazanda kaynatılır. Boyanacak yünler kazana atılır. Kızılkavağın çok tatlı bir kırmızılığı vardır.
Çivit(lacivert):
İlkbaharda, dere boylarında yetişen “narpuz” bitkisi, yaprağı ve çiçekleriyle beraber toplanır. Çiçekleri mordur. Toplanan yapraklar ve çiçekli dallar, soku’da ezilir. Sokuda ezilen 30-40 kg. lık pelte küplere doldurulur. Bu pelteye bir miktar ekşi hamur, tezek külü ve tuz ilave edilir. Bir miktar da su katılır. Küp sıcak bir yere; genellikle ateşi eksik olmayan ocağın yanına konulur. Bir ay kadar mayalanmaya bırakılır. Mayalanma işlemi tamamlanınca, ekşimiş sıvı kazana konup kaynatılır. Daha önceden aşgarlanmış yünler, kazana atılarak bir saat kadar kaynatılır. Bu sıvıya bir miktar kimyevi boya da ilave edilir.
Deve tüyü:
İplik portakal kabuğu ile aşgarlanır. Aşgarlanan iplik, ceviz kabuğu, baca kurumu karışımı boyalı suyun içinde kaynatılır. 5 kg. ceviz kabuğuna 1 kg. kurum ilave edilir.
Siyah:
İpler ilk önce ceviz kabuğu ile aşgarlanır. Daha sonra başka bir kazanda siyah kimyevi boya kaynatılır. Soğumaya bırakılır. Bu suya bir tatlı kaşığı kezzap ilave edilir. Tekrar kaynatılır; kaynama noktasında aşgarlanmış iplikler kazana atılır.
Yeşil:
Devedamağı ile daha önce aşgarlanmış iplikler, karamuk kökü ile yeniden aşgarlanır. Daha sonra yeşil kimyevi boya ile üçüncü kez kaynatılır.
Sarı:
Karamuk kökü ile ip aşgarlanır. Daha sonra kimyevi sarı boya ile yeniden kaynatılır.
Gök Mavisi:
Nisan veya mayıs aylarında taze kavak veya selvi sürgünleri 20 cm. lik parçalar halinde kesilir. Üzerlerindeki ince mum tabakası kabuk kazınır. Açığa çıkan yeşil kabuk gübreye gömülür. Bu kabuk 20 gün sonra mavileşir. Daha önce aşgarlanmış ipler, bu kabukların kazanda kaynatılması ile elde edilen sıvının içine atılarak kaynatılır. Güzel bir mavilik verir.
Sıcan tüyü/Gri:
Siyah yün ile beyaz yün birbirine katılarak taranır. Daha sonra eğrilir. Ortaya sıçan tüyü renginde bir iplik çıkar.
Bütün bu renklerin elde edilmesi sırasında kazanda kaynayan yün 24 saat bekletilir. Daha sonra temiz bir su ile yıkanarak iplere asılır. Kurumaya terk edilir.
c. Geleneksel Sivas halılarının teknik özellikleri
Kalitenin belirlenmesi:
Düğüm sayısı:
Yörede dokunmakta olan halılarda düğüm sayıları değişmektedir. Bu nedenle Sivas tipi Sivas halılarında olduğu gibi 50 x 50 veya 60 x 60 şeklinde bir rakam mümkün değildir. Bu nedenle halılardaki kalite 10 cm. karedeki düğüm sayısına göre hesaplanmıştır. Görgünay, incelemiş olduğu 285 halıda 10 cm. karedeki düğüm sayısının en az 166, en çok 1029 olduğunu tespit etmiştir. Şarkışla yöresinde dokunan bazı halılarda da düğüm sayısı 1200 imleye kadar çıkmaktadır. Divriği yöresindeki halılarda 1000 ilmelik ölçüye ulaşılmaktadır.[35]
Hav yüksekliği:
Hav, ilme adı verilen düğüm uçlarının belirli uzunluklarda kesilmiş şeklidir.Bu yükseklik dokuyanın beğenisine göre uzun veya kısa olabilmektedir. Halılardaki hav yüksekliği 0.7-20 mm. arasında değişmektedir.
Deseni meydana getiren özellikler:
Yüzey bölümleri: İlmesiz kısımlar:
Saçak:
Halının iki başında çözgü iplerinin kesilmesinden arta kalan 20-30 cm. arasındaki uzunluklardır. Divriği köylerinde saçaklar, saç örgüsü şeklinde örülür. “Eriş saçağı” adını alır.
Çiti:
Halı kiliminin sökülmemesi için saçakların dip kısmında yer alan zincir şeklindeki bir sıra örgüdür. “Sıçan dişi” de denir.
Halı kilimi:
Halı dokumasının dağılmaması için, çiti ile halı dokumasının başlangıcı arasındaki 05-20 cm. arasında değişen kısımdır. Divriği köylerinde bu bölüme “Çul dokuma” denir.
Kenar örgüsü:
Halının yanlarının sağlam olması için zemin renginde dokunan ince örgüdür. Divriği köylerinde iki renk iplik bükülerek, halı dokundukça kenar örgüsü devam ettirilir.
İlmeli kısımlar:
Halının ilmeli yüzü, bordür ve zemin olmak üzere iki kısma ayrılır.
Bordür:
Halının orta kısmının zemin çerçevesidir. Divriği köylerinde bordüre “cıkcık, halek” denilmektedir.[36]
Zemin:
Bordürün çevrelediği kısımdır. Zemin veya orta adını alır. Divriği köylerinde zemine “göbek” denir.
Halıların desenlerine göre çeşitleri:
Geometrik desenli halılar
Mihraplı halılar
Bitkisel desenli halılar
Hayvan desenli ve manzaralı halılar
Geometrik desenli/madalyonlu halılar da kendi aralarında
Dörtgen madalyonlu halılar, üçgenlerle çevrili madalyonlu halılar, altıgen madalyonlu halılar, sekizgen madalyonlu halılar, kartuşlu madalyonlu halılar, bir eksende sıralanmış değişik geometrik şekilli madalyonlu halılar ve yıldız madalyonlu halılar olmak üzere adlandırılmaktadırlar.[37]
[1] Protextat-lecomte, Türkiye’de Sanatlar ve Zenaatlar, Baskıya hazırlayan Ayda Düz, Tercüman 1001 Temel Eser, s.95-96-105
[2] Sivas Salnamesi, Reşit Akif Paşa’nın valiliği zamanında hazırlanmıştır. Ziya Bey Kütüphanesinde mevcuttur. 1325(1909) tarihini taşımaktadır. 191-192-193 numaralı sayfalar bu konuya ayrılmıştır.
[3] Sivas Salnamesi, Sivas Vilayet Matbaasında tab olunmuştur. Sene-yi Hicriye 1321(1905), s.179-184.Bu eser Sivas Müzesi Kütüphanesinde mevcuttur.
[4] Reşat Benerli, 19. Asırdan sonra Türk Halıcılığı, Mensucat Meslek Dergisi, İstanbul 1949, Sayı:4,s.57
[5] Benerli, a.g.m, s.57
[6] Zeki Sönmez, Batı Anadolu’da Türk Halıcılığının 19.yüzyıldaki Durumu Üzerine, Türk Dünyası Araştırmaları, İstanbul 1984, Sayı:32, s.98
[7] Sönmez, a.g.m., s.102
[8] Sönmez. A.g.m., s.103
[9] Sönmez, a.g.m., s.105
[10] Sönmez, a.g.m., s.105
[11] Sönmez, a.g.m.,s.105
[12] Fahrettin Başel, Sivas Bülteni, Sivas 1935, s.96-97
[13] Kemal Önder, Sivas İli, Ankara 1970, s.57
[14] Başel, a.g.e., s.96-97
[15] Sivas İl Yıllığı/1967, s. 239
[16] Sivas İl Yıllığı/1967, s. 239
[17]Sivas İl Yıllığı/1967, s. 239
[18] Sivas İl Yıllığı/1967, s. 240
[19] Sivas İl Yıllığı/1967, s. 240
[20] Sivas İl Yıllığı/1967, s. 240
[21] Ahmet Soykan, Özel İdare Halıcılık Okulu Müdürü.
[22] Reşat Benerli, Halıcılığımız, Mensucat Meslek Dergisi, İstanbul 1949, Sayı:2, s.4
[23] Zehra Özgür, Türk Halıcılığının Tarihi Gelişmesi ve Bugünkü Durumu, Sumerbank Halıcılık Semneri, İstanbul 1965, s.13
[24] Prof.Dr.Şerare Yetkin ile yapmış olduğumuz özel konuşma. 7 Ekim 1984 İstanbul.
[25] Derleme tarihinde(1984) Yarıaçık Sivas Cezaevindeki kaynak şahıslar: Yusuf Aslan, çözgü ustası, 1956 Malatya doğumlu, Rıfat Tarık, halı ustası, 1950 Malatya doğumlu, Hasan Hüseyin Boyacı, boyacı ustası, 1933, Niğde-Bor doğumlu.
[26] F.Emerküz, Sivas Halıcılığında Yeni Bir Hamle, Mensucat Meslek Dergisi
[27] Ahmet Soykan, Özel İdare Halıcılık Okulu Müdürü, Nuriye Yıldırım(atölye şefi), Zehra Erdoğan(desinatör), 1984 yılındaki derlememiz.
[28] Vural Muslu, Sumerbank Halıcılık Bölge Müdürü(1984), Sivas
[29] Neriman Görgünay, Doğu Yöresi Halıları, İş Bankası Yayınları
[30] Yurt Ansiklopedisi, Sivas mad., Fasikül 124
[31] Başel, Sivas Bülteni
[32] Hasan Salman, Em.Öğretmen, Yıldızeli 1954 doğumlu.
[33] Sadık Yılmaz, Çiftçi, Divriği Çayören, 1946 doğumlu. (1984 yılındaki derlememiz)
[34] Görgünay, a.g.e., s.16
[35] Görgünay, a.g.e., s.23
[36] Hatice Yılmaz, Divriği Palha köyü 1944 doğumlu kaynak şahıs. (1984 yılındaki derlememiz)
[37] Görgünay, a.g.e., s.141-144