Divriği Demirci Esnafı

Kutlu ÖZEN

Bilindiği gibi Malazgirt Zaferinden sonra Anadolu’ya gelen Türk boyları, demircilik sanatını da beraberlerinde getirmişlerdir. Yerleştikleri her şehirde, her kasabada, her köyde demirci dükkanları açarak bu  sanatın en güzel örneklerini vermişlerdir.

Divriği ilçesi de demircilik sanatının çok yoğun olduğu bir ilçe merkezidir. Bu ilçede demircilik, yüzlerce yıllık bir geçmişe dayanmaktadır. Elimizdeki örneklerin çokluğu ve çeşitliliği bu görüşümüzü doğrulamaktadır.

Divriği demirci esnafı yörenin ihtiyaçlarını temin etmekle kalmamış, çeşitli tarihlerde Osmanlı Ordusu’nun da ihtiyaçlarını karşılamıştır. Nitekim; Ferhat Paşa’nın  Şark Seferi(Revan) Serdarlığı’na tayin olduğu tarihten(29 Aralık 1582) bir  kaç ay sonra “…Seferi ordunun levazım ve mühimmatını temin için…” Bozok Beyi’ne yazılan bir hükümde(23 Muharrem 1583) Divriği demirci esnafının 100 bin nal ve 600 bin mıh yapması ve bunları ordu kadısına teslim etmesi, ferman buyurulmuştur.[1]

1400 yılı Ağustosunda Sivas’a gelen Timur, Divriği’deki demir yataklarından ordusu için nal ve kılıç yaptırmıştır.[2]

Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz. 16., 17., 18. yüzyıllarda Osmanlı Ordusu’na kılıç, nal, mıh yapana bu sanat kolu, daha sonraki yüzyıllarda gittikçe önemini yitirmiş, 1930’lu yıllarda 60 dükkana kadar düşmüş, 1950’den sonra bu düşüş iyice hızlanmış ve 1984 yılında ise üç demirci dükkanı kalmıştır. Derleme yaptığımız tarihte(2004), Fettah Aydın’a  ait bir demirci dükkanı bulunmaktaydı.

Demirci Dükkanları:

1950’li yıllara kadar varlığını sürdüren demirci dükkanları, çarşının üç yerinde toplanmıştı:

a. Şimdiki Sebze Hali ile PTT binası karşısı, Kültür Cümisi ile Hükümet Meydanı çevresi. Bu civarda 30 kadar dükkan vardı.

b. Şimdiki Halk Bankası binasının bulunduğu yer ve karşısı, Kayaoğlu Hamamı’na kadar  uzayan sokak. Bu civarda 15 dükkan vardı.

Şimdiki İş Bankası’nın olduğu yer ve Değer Oteli’nin karşısı. Bu civarda 20 dükkan  vardı.

 Dükkan çeşitleri:

a. Demirciler:

İşe başlama; Çırak, ilk önce korik(körük) çekme ile işe başlardı. Körükçü daha sonra yan kalfalığa geçerdi.  Çekiç  vurur ege yapardı. Daha sonra karşı kalfa olurdu. Karşı kalfa, kıdemli kalfaydı. Usta el çekici ile çalışırdı. Diğerleri 3-5 kg. arası çekiçle çalışırdı.5-7 kg arasındaki  çekiçlere balyoz denilirdi. Çalışılırken daha önceki yıllarda deri önlük kullanılırdı.[3]

Yapılan işler: Bu dükkanlarda şu işler yapılırdı: Kapı tokmağı, kapı göbeği(şakşak), gullep/kapı kullabı, zemberek takımı, zırza,karga burnu(menteşe), halka, kazma, balta, taş çekici, nacak, bel, orak, dehre, satır, odun çapası(nacak ve kazma birleşimi), tırpan örsü, nal, çivi demiri, değirmen germişek’i, hamur/tandır eğişi, cemek(çamur kazmak için), saban demiri,  mil, nalça, kabara, bakraç, kazan

 kulpu, hayvan burunçalığı…

Hayatta olmayan demirci ustaları: Alikölegil’in Hasan Usta, Kirişçili’nin Mehmet Emin ve Hasan Hüseyin Ustalar, Dudakgil’in Ömer(Tiryaki) Usta,  Aydınlı Ömer Usta, Aydoğmuş Mehmet Usta,  Ömerbeygil’in Sadullah Usta, Şağbangil’in Mehmet ve Bekir Ustalar, Bektaşlı Mehmet Usta, Ozanlı’nın Recep ve Mehmet Ustalar, Hacı Ahmet Belligün Usta, Kargalı’nın Hamdi Usta,  Kozoğlu Nuri Usta, Hatemoğlu Nuri Usta, Kopuşların İsmail(Gençdal) Usta, Aydınlı’nın Halil Usta, Hacıbayramlı Ahmet Usta ve Aydoğmuş Ahmet Usta.

 Derleme tarihinde(1980) hayatta olan fakat mesleği bırakan ustalar: Ömer Hamulu(1324-1988), Ömer Tanrkulu, Halim Aydın(1324-1986) ve Hasan Aydın, Yusuf Aydın, Mehmet Aydın, Ömer Aydın;  Ömerbeygil’in Mehmet, Zelzelegil’in Ahmet(Gürdal), Mehmet Erdem, Coştanlı’nın Bekir(yanık), Kopuşlar’ın Ali ve Mustafa(Gençdal), Karaibrahimgil’in Emin ve Şükrü(Özkara), Zenzelegil’in Ahmet(Gürdal), Tahir Ertan, Aşukgil’in Kadir(Işık), İbrahim Erçelik, Bedrettin ve Faik Özgül, Ömeranlı Seyyit(Pekdemir), Ali Osman Belligün, Arabacıların Recep(Akçadağ) ve Hasan Akçadağ, Mecelegil’in Nevzat(Erdinç)…..

Derleme tarihinde(1980)  dükkan sahibi olanlar: Aydınlı’nın Fettah, Ömeranlı Mehmet(Aydın), Kopuşların Ali(Gençdal), Karaibrahimgil’in Emin(Özkara)….

Dükkan sahibi olan bu dört usta da son birkaç yıldır kapı tokmağı ve  şakşak’ı yapmadıklarını; fakat sipariş verilirse yapabileceklerini söylemişlerdir. Zaten son yirmi yılıdır(1980) Divriği kapılarında bu süslemeler kullanılmamaktadır. O eski Türk zevki gittikçe kaybolmaktadır. Tek tük çıkan istekler de zaman zaman bu ustalar tarafından karşılanmaktadır.

Son derleme tarihinde(2004), Divriği ilçe merkezinde Fettah Aydın’a ait bir demirci dükkanı bulunmaktadır.[4]

b. Mıhçılar:

Bu dükkanlarda her çeşit mıh yapılırdı. At, eşek, katır… için nal mıhı; yapı ustaları için ok mıhı/direk mıhı, kapı şakşakları için göbek mıhı ve yemenicilere nalça ve kabara  mıhı yapılırdı. Bu işi yapan ustalar mıhçı ustası olarak tanınırdı. Benim tespit edebildiğim mıhçı ustaları şunlardır:

Körbekoğlugilin Mıhçı Hüseyin Usta(1914-1980), Posbıyıkgil’in Mıhçı Bekir Usta(1872-1954)), Mayatgil’in Hasan(Yüksel) Usta(1900-1980),

Mayatgil’in Hilmi(Yüksel) Usta , derleme tarihinde(1980) hayatta kalan tek usta idi.

c. Çilingirler: Silah tamiri ve yapımı, bıçak, kapı kilidi(frenk)’nin yanısıra, anahtar gireceği adını  verdiğimizi nefis aynalar da yaparlardı. Bilinen çilingir ustaları şunlardı: Karcılının Bekir Usta, Çilingir Bekir(Özgür) Usta, Sadullah ve Faik Şenol kardeşler, Çilingir Osman (Demirözü) Usta ve akrabası Demirciveligil’in Osman Usta….. Bütün bu ustalar derleme tarihinde(1980) hayatta değildi.

Aile lakapları: Divriği ilçesinde demircilik, o kadar önemli bir sanat dalı olarak düşünülüyordu ki, aileler bile bu adla çağrılıyordu. Sayın Necdet Sakaoğlu’nun tespit ettiği aile lakapları şunlardır: Anahtargil, Baltagil, Çelikgil, Demircigil, Demirciveligil, Karasapangil, Küreksizgil, Nalcıgil, Orakçıgil, Tokmaklı…

Soyadları: Çelikel, Demirağ, Demirkale, Demirözü, Demiralan….


[1] Dr.Bekir KÜTÜKOĞLU, Osmanlı-İran Siyasi Münasebetleri(1578-1590), Cilt:1,  İstanbul  1962, s.130

[2] Dr.Oğuz AYGÜN, Yeşil Divriği ve Davamız, Ankara 1959, s.24

[3] Fettah Aydın(Divriği 1940), Divriği’deki 29 Ekim 2002 tarihli derlememiz.

[4] Kutlu ÖZEN, Divriği Demirci Esnafının Geleneksel Kapı Süsleme Sanatı, Türk Folkloru Araştırmaları 1985/1, Ankara  1985,66-69